Yazar Prof. Dr. Doğan AYDAL ile Röportaj | BCA Times




  ÖNE ÇIKAN HABERLER

Yazar Prof. Dr. Doğan AYDAL ile Röportaj
Eklenme Tarihi: 29 Eylül 2017, Cuma 00:26 - Son Güncelleme: 1 Ekim 2017 Pazar, 02:27
Font1 Font2 Font3 Font4



Yazar Prof. Dr. Doğan AYDAL ile Röportaj
Gerçi günümüz Türkiye’sinde Dinin gerçeğini bilmeden dini, aşık olmadan aşkı yazanlar var; Ama bu kişilerin yüreklere dokunabildiğini pek sanmıyorum. 

S.Serra ErdoÄŸan : Merhaba, ilk olarak kendiniz hakkında bizi biraz bilgilendirir misiniz?

 

DoÄŸan Aydal : 1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Mühendislık Fakültesinden Maden Jeolojisi Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum. Ä°ngilizce eÄŸitimini International House, Hastings; Master ve Doktora eÄŸitimini ise Leeds Üniversitesi-Ä°NGÄ°LTERE’de tamamladım.(1976-1980).

Kısa dönem askerlik öncesi ve sonrasında, M.T.A. Genel MüdürlüÄŸü çeÅŸitli birimlerinde çalıştım.1982 yılı sonunda Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Y. Doç.Dr. ünvanı ile göreve baÅŸladım ve 1991 yılında Doçent unvanı aldım. 1994 yılında bir dönem ABD Cincinnati Üniversitesi Jeoloji MühendisliÄŸi Bölümünde misafir öÄŸretim üyesi olarak bilimsel araÅŸtırmalarda bulundum. 2000 yılından itibaren Ankara Universitesi Mühendislik Fakültesinde ÖÄŸretim Üyesi (Prof.Dr.) olarak çalışmaktayım. Madencilik, Enerji politikaları, Uzaktan Algılama ve CoÄŸrafi Bilgi Sistemleri üzerine uzmanım.

BaÅŸbakanlık MüsteÅŸar Yardımcılığı, BaÅŸbakan Danışmanlığı, T.B.M.M.’de Danışmanlık, Sümer Holding Yönetim Kurulu ÜyeliÄŸi, A.Ü. Senato ÜyeliÄŸi,  Yüksek Okul MüdürlüÄŸü ve Afrika Çalışmaları ve AraÅŸtırmaları Merkezi MüdürlüÄŸü gibi idari görevlerde de bulundum.  Amerika, Afrika, Avrupa ve Asya kıtasındaki 60 ülkede, çeÅŸitli araÅŸtırma, inceleme ve gezilerde bulundum.

ÇeÅŸitli konularda yazılmış 13 Kitabı var. Yurt içi ve dışında birçok makale ve tebliÄŸim bulunmaktadır.” Maden SavaÅŸları”,” Petrolsüz Dünya”, “Enerji Kan Kokuyor”, “Sular Kızıl Akacak” ve “Enerjiye Açılan Karanlık Kapılar” adlı kitapları toplum tarafından çok tanınmış ve bu kitaplar üzerine 14 ayrı TV kanalında 60 TV programı yapıtım. Ayrıca bu kitaplar ile birçok gazete ve dergide onlarca röportajım yayımlanmıştır.

 

 

S.Serra ErdoÄŸan : Sizce yazarlık nedir?

 

DoÄŸan Aydal : Yazarlığın da bir tür Allah vergisi olduÄŸuna inananlardanım. Tıpkı ressamlık, heykeltraÅŸlık, müzisyenlik, hatta aÅŸçılık gibi, bu sanat dalı da bir tür özel kabiliyettir. Bu kabiliyetinizin olup olmadığına ise maalesef siz deÄŸil, okuyucularınız karar vermektedir. Çok iyi bir bilim adamı olabilirsiniz, çok iyi bir eleÅŸtirmen olabilirsiniz, çok iyi bir gözlemci olabilirsiniz, ancak seçtiÄŸiniz konuda ifade gücünüz yok ise, yüreklere dokunamıyorsanız, yazılarınız rahat okunup algılanmıyorsa, okuyucunun duygularına tercüman olamıyorsanız, okuyucu kendinden bir ÅŸeyler bulmuyorsa, kendiniz yazar, kendiniz okursunuz. Belki yakın çevreniz de ayıp olmasın diye okur veya okumuÅŸ gibi yapar. SeçtiÄŸiniz konu, kültürünüze, bilgi daÄŸarcığınıza ve en önemlisi kiÅŸiliÄŸinize de uygun olmalıdır.

 

S.Serra ErdoÄŸan : Hayatınızda en fazla iz bırakan olay veya durum nedir?

 

DoÄŸan Aydal :  Birçok iz bırakan konu tabii ki var! Hangisini söylesem diÄŸerinin gönlü kalacaktır 🙂

 

S.Serra ErdoÄŸan :  Kitaplarınızı nasıl yazmaya karar verdiniz?  Kitaplarınızın içeriÄŸinden biraz bahseder misiniz ?

 

DoÄŸan Aydal :  Üniversite ÖÄŸretim üyeliÄŸi sebebiyle çeÅŸitli konularda 8 kitap yazmıştım. Ancak bunlar dar bir çevrede kaldı ve çok tanınmadılar. Bu biraz da bilimsel ağırlıklı kitaplar olmaları sebebiyleydi diye düÅŸünüyorum. Afrika’da iken yazdığım ve 2007 yılında yayımlanan  “Maden SavaÅŸları” kitabını sade vatandaşımızın da rahatlıkla anlayacağı bir üslup ile yazdım. Kitap basın yayın organları, televizyonlar ve vatandaÅŸlarımızdan büyük ilgi görünce ve çok ses getirince hem yeni yazım üslubumu bulmuÅŸ oldum, hem de yeni kitapların konusu ne olmalı konusundaki fikirlerim berraklaÅŸmaya baÅŸladı ve arkası her sene bir kitap olarak geldi.

 

Kitaplarımda seçtiÄŸim konu her ne ise( Maden SavaÅŸları, Enerji SavaÅŸları, Su savaÅŸları, Dünya Derin Devleti, Biyolojik SavaÅŸlar, Casusluk hikayeleri vb) farklı ülkelerde ve Türkiye’de gerçekleÅŸmiÅŸ 12-14 ayrı konu baÅŸlığından oluÅŸtu. Her bölümün ana konusu aynıydı ama ülke ve hikâye edilen konu farklı olarak sunuldu. Kitaplarımda, genelde, yedi konuyu yurt dışındaki ilginç hikâyelere ayırdım. DiÄŸer yedi konu ise daima Türkiye’den oldu. Kitaplardaki her bölüm kendi içinde bittiÄŸi ve sonraki bölümü ana konu dışında ilgilendirmediÄŸi için çok kolay okunur hale gelmiÅŸ oldu.

Aslında yazdığım konular sade vatandaÅŸlarımızın pek de okumak isteyecekleri konular deÄŸildi. Hele bir de ünvanlı ismi görünce ders kitabı sanılarak okunmayabilirdi. Benim de en büyük zorluÄŸum bu noktada oldu. Az bilinen veya hiç bilinmeyen öyle konular seçmeli ve öylesine bir üslup ile anlatmalıydım ki, okuyucu kitabı elinden bırakamasın. Bunu baÅŸardığımı sanıyorum.

 

S. Serra ErdoÄŸan : Hayal gücünüz çok geniÅŸ ve renkli olmalı. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

 

DoÄŸan Aydal: Belki de mühendis olmanın verdiÄŸi bir alışkanlık ile ben pek hayal ederek yazmıyorum. Önce yazacağım konu ile ilgili parçalar, ilginç özellikleri beliriyor gözümün önünde. O konuda iyi bir araÅŸtırma yapıyorum ve sonra parçaları birleÅŸtirip güzel bir resim oluÅŸturmaya çalışıyorum. O yüzden bilmediÄŸim konulara girmiyorum. Gerçi günümüz Türkiye’sinde Dinin gerçeÄŸini bilmeden dini, aşık olmadan aÅŸkı yazanlar var; Ama bu kiÅŸilerin yüreklere dokunabildiÄŸini pek sanmıyorum. 

 

 

 

S. Serra ErdoÄŸan : Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı? ( örn. çay-kahve içmek gibi )

 

DoÄŸan Aydal : Sessiz bir ortam, çay, bitki çayı ve çok az kahve. Hepsi bu kadar.

 

S. Serra ErdoÄŸan : Bir yazar için zaman ne demektir?

 

DoÄŸan Aydal : Kitaptaki her konuyu ayrı ayrı hikâyeler olarak tasarladığımdan yazarken de çok kolayca yazıyorum. Her parçanın araÅŸtırması bittikten sonra bir baÅŸlıyorum, konu ne zaman biterse o zamana kadar geceleri yazıyorum. Yani üç sayfa bugün yazayım,  beÅŸ sayfa yarın yazarım gibi bir teknik kullanmıyorum. Böyle bir yazış tarzının doÄŸru olduÄŸunu da düÅŸünmüyorum. Zira, dikkatli bir okuyucu farklı zamanlarda farklı halet-i ruhiye ile yazılmış paragrafları çok kolaylıkla ayırt edebilir.

Bütün parçalar bittikten sonra kitaptaki akışkanlığı saÄŸlamak için konu sıralamasına çok özel bir önem gösteriyorum. Okuyucunun yorulacağını hissettiÄŸim yerlere diÄŸer konulara oranla daha ilgi çekebilecek konuları serpiÅŸtirip okuma akışını düzenliyorum. EÄŸer okuyucu bir sonraki sayfayı merak etmiyorsa kitap o noktadan itibaren terkedilmeye baÅŸlıyor demektir.

 

S. Serra ErdoÄŸan : Günlük hayat kaleminizi nasıl etkiliyor ?

 

DoÄŸan Aydal : Yazma bir istek üzere gerçekleÅŸirse, konular beyinde hızlıca ÅŸekilleniyor, güzel ve etkili oluyor. EÄŸer yeni bir ÅŸey yazmaya hazır deÄŸilseniz yazmamanız daha akıllıca olur. Bir de kafanızda çözmeniz gereken birçok problem varsa önce o problemlerin çözülmesi daha doÄŸru olur. Aksi halde, yazdıklarınıza,  çarşı, pazar, gaz, tuz, eÄŸitim, makam derken çok ÅŸey karışır ve ortaya çıkan beyninizin oluÅŸturduÄŸu ortaya karışık bir salata olur.

 

S. Serra Erdoğan : Ufukta yeni bir kitap var mı ?

 

DoÄŸan Aydal : Önceki Kitaplarıma ilaveten 2007-2012 yılları arasında peÅŸpeÅŸe beÅŸ kitap yazdıktan sonra durdum. Åžimdilik hiçbir ÅŸey yazmak istemiyorum. Ne zaman yeni bir kitap yazma arzusu oluÅŸur, onu da bilmiyorum.

 

S. Serra ErdoÄŸan : Bir yazar olarak okuyucularınıza  mesajlarınız nelerdir?

 

DoÄŸan Aydal : Okuyucularıma deÄŸil ama bir kitap yazmayı arzu eden okurlara bir tavsiyede bulunabilirim. Yazacaklarınıza, fikren, bilgi olarak, fıtraten hazır deÄŸilseniz ve yazacaklarınızı beyniniz ve yüreÄŸiniz tam onaylamıyorsa yazmayın! 

 


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!