Çok  sık karşılaşılan bir detaya ilginizi çekmek isterim. Genelde sanat eserlerinin galerisinde kişiler ‘bur da aslında ne anlatılmak istendi’ diye yanındakine soru sorar. Yanındaki de kendi gördüğü ve sadece kendine özel algıladığı şeyi söyler. Halbuki, kişi ne görüp ne algılıyor ise o kendine, ruhuna, öğretileri ve tüm yaşanmışlıklarına ait bir algıdır. Bu yazıyı da tam ne anlatılmak istendi diye asla iki kere bile okumayın. Arkanıza yaslanın ve bir kere odaklanarak, düşünmeden okuyun. Herkes kendi aleminde okur. Tabiidir ki düşünen  bir varlık olarak..

Her gün defalarca kıyısına geliriz, farkında olup ve olmadan uçurumun. Kimimizin kolundan tutan bir meleği, kimimizin kolundan iten bir celladı olur bu kıyıda. Kızıl elma mıdır ne bilmem ama hep hayaldedir o.  En değerli çiçeklerden daha güzeldir uçurum çiçeği. Herkes için uçurum değilmiş meğer bu yer.

Kıyısına gelir saatlerce bakar, seyreder derinden derin den gönül bahçesini. Orada arz eder, hasbihal eder derdini. Ah! nefsine muhalif kahraman tarafı. ‘Seni seviyorum cidden ama duymasın diğer yanım’ dedi. Ne bilsin, uçurumlarda dolaşmayı adet etmiş fıtratının diğer yanı. Sonra düşündü ve dedi ki en büyük suçlu aslında merakıymış. Hadi bir bakalım ne var ne yok şu uçurumun ötesinde demekle ,ortaksın artık kıyısında kopacak büyük felakete.

Ne gerek var ki, Bütünün ve Olurun  sahibi söylemiş söyleyeceğini. Hayatın ortasında yaşamak varken kıyısında gezinmeyi de isteyen tarafına inat muhalif yanını tutmak çok zor olmuştur çoğu zaman. Yalan çiçeğini koklamadan yürüyebilenlere helal olsun zira yürürken burnunuza burnunuza sokuluyor koklanmak için.

Uçurum kıyısındaki çiçeklerden  hayatın ortasında da var, hatta daha güzeli olduğu halde neden gözümüzü hep kıyıdaki çiçeklere dikeriz ki bilinmez.

Mesele, bu güzelliklerin sadece bu 70 yıllık ortalama ömrün içinde olduğuna inanmak olsa gerek. Hep hayallerde kalsın, gitmesin ayakların, uzanmasın kolların, bakmasın gözlerin..

Ve kendine geliyorsun. Herkese soracak olursan herkes çok iyi. Kim kimin içini bilecek ki. Bilen ve gören dışında.

Kaç kere silkelenip, kendim ol dediğin olmuştur her defasında. Bastığın yeri ,baktığın yeri, tuttuğun yeri soracak vardır elbet. Şuraya girilmez denilen yere giren kişiyi, en gelişmiş kameralardan ve parmak izi kontrollerinden tutunda DNA analizinden bile bulan insan, hiç düşünmez mi, her şeyi takip edeni. Kıyısında, ayağının izini kendi zevkimiz ve egomuza göstererek kendimizi tatmin ederken, her defasında uçuruma uçmamak için yardım istediği meleğin gelmesini orada bekleyeceğine, hayatın ortasında binlerce helal parmak izi bırakacağınız  hayırlı işlerde meleğiniz sizinle olsun.

Hayatınızdaki her yürüyüşünüz,  güzelliklerinizi yazacak meleğinizle  beraber  olsun..