ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Bir millet dili ile var olmaktadır. Dili olmayan bir millet yok olmaya da mahkumdur. Bunun ne kadar önemli bir durum olduÄŸunu tarihe baktığımızda çok daha iyi anlamakta ve örneklerini görmekteyiz. Tarihin en önemli yazıtlarından olan Orhun Yazıtların da da bu konu vurgulanmaktadır. Ayrıca tarihte Türkçe ile ilgili en önemli ve ilk adımı KaramanoÄŸlu Mehmet Bey 1277 yılında bir karar almış ve bu kararını ÅŸu sözlerle bildirmiÅŸtir;
Bugünden sonra divanda, dergahta, barigahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den baÅŸka dil kullanılmayacaktır.
Ziya Gökalp’te Türkçe’nin ne kadar zengin bir dil olduÄŸunu ÅŸu sözlerle vurgulamıştır;
BaÅŸka dile uymaz annemin sesi
Her sözün arasan vardır Türkçesi
Atatürk’ün önderliÄŸinde, genç cumhuriyetimizin kuruluÅŸuyla birlikte Türk kültürü ve Türk dili alanında önemli atılımlar yapılmıştır. EÄŸitim ve kültürümüz öz kaynaklarımıza yöneltilirken, Türkçe’ye daha uygun yeni bir alfabe kabul edilmiÅŸ, böylelikle Tükçe okuma yazma daha çabuk öÄŸrenilir ve kullanılır duruma gelmiÅŸtir. Arap kökenli alfabe Türk dilini kendi öz benliÄŸine kavuÅŸturmak, diÄŸer ülkelerin etki alanından kurtarmak, aslında var olan güzellik ve zenginliÄŸini ortaya koymak için 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. 20 Eylül 1932’de de “I. Dil Kurultayı”Ä°stanbul, Dolmabahçe Sarayı’nda toplanarak bu alanda çalışmalar yaptı.
Türk Dil Kurumu’nun, Türkçenin kolay söylenir ve anlaşılır, zengin anlamlı bir dil olmasını saÄŸlama çabalarına biz cumhuriyet çocukları da Türkçeyi severek, bu sevgimizi de 26 Eylül günü kutladığımız her “Dil Bayramı”nda biraz daha pekiÅŸtirip, yoÄŸunlaÅŸtırarak katkıda bulunmalıyız. Günümüzde Türk Dil Kurumu dilimizle ilgili etkinliklerine devam etmektedir.
Büyük önderimiz Atatürk, güçlü bir devlet için, güçlü bir dilin gereÄŸine inandığından Türk diline ve bu konuda yapılan çalışmalara fiilen katılmış, bu konuda da önderlik etmiÅŸtir. Atatürk, çeÅŸitli konuÅŸmalarında dilin devlet ve toplum hayatındaki önemini belirterek bu konuda her Türk bireyin, üstüne düÅŸen görevi yapmasını istemiÅŸtir. Bizler de Atatürk’ün verdiÄŸi bu görevi; Türkçe’yi en iyi ÅŸekilde öÄŸrenip, uygulayıp yaÅŸatarak yerine getirmeliyiz.