ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Bilim yuvalarından edebiyat ve sanat dergilerine her şey ahbap çavuş ilişkileri etrafında gelişirken. Her gelen iktidara göre sanal edebi kanonlar oluşurken, dünkü ergen fantazyacıları ortaya koydukları tuğla ve kiremitler sayesinde akademik camiada ilgi görürken (Bir de adam Facebookta kadınlardan başkasının arkadaşlık isteğini onaylamıyor.) Zararı bilimsel verilerle ispatlandığı halde evlendirme kumpanyalarına kanun delecek yollar aranırken, ekranlar, köşeler yaşı geçmiş dinozorların, Hacivat çelebi kılıklıların, küşteri meydanına dönmüşken, bilim yuvaları rektörlüklere bakan onaylı falancanın bir şey olamamış çocuğuna bir şeylik payesi biçme mekanı olarak kullanılıyorken suç, bir ayağı çukurda dost ve ahbap mabeyninde yer bulanlar güruhundan sadece biri olan Nur Yerli taşın mı?
Daha medyadan bir arkadaşımla birkaç gün evvel telefonda görüştüm. Uzun süre kültür sanat programı sundu ekranlarda. Hanım hanımcık bir kız. Gençliğinin baharında… Heyecanlı… Başka bir kanala kültür sanat programı sunmak için başvuruyor. Verilen mesaj subliminal olarak şöyle: “Reyting getirmez sana da bu yüzden para ödeyemeyiz iyisi mi bir sponsor bul.” deniyor. Peki işin aslı bu mu? Elbette hayır ben bu mesajı biraz daha açayım.
“Bak güzelim, bizim asli vazifemiz paramiliter güdümümüz gereği, yığınları düşünemez okuyamaz, hale getirmek. Vahşi bir kitle yaratmak zorundayız. Midesinden ve belinin altından başka bir şeyi düşünemesinler ki tepemizdekiler sermaye değişimlerini kolaylıkla yürütebilsin. Örtülü örtüsüz, dinli dinsiz, modern gelenekçi fark etmez ama bize ahmak lazım. Bu yüzden bu programları önce dayatır sonra benimsetir ardından da zirveye taşırız. Yıllarca, yaşı geçmiş, ölümü kabullenmekten korktuğu için kırk türlü renge girerek her yola başvuran yahut sermayesi sadece şöhret olmaktan başka bir şey olmayan beyin fukarası kızcıklar kızancıklar, onlar kendilerini bilmiyorlar mı? Biz onları bilmeyelim. Sistem bunu istiyor güzelim. Biz asırlarca senin o, kültür dediğin, kitap dediğin şeyi önce Anadolu’da deyimler haline gelecek sözlerle sonra da tüketmekten başka karşılığı olmayan yığınların zihninde fenomen haline getirdik. Ramazanda oruç yeme hakkını, oruç tutanın gözüne gözüne duman üfleme özgürlüğü diye yuttururken dinin hakkını oruç yemeyene dayak atma holiganlığı diye yutturduk. Bize Atatürk’ün vatanseverliği, milliyetçiliği lazım değildi. Ama onu Hitler’in ırkçılığı ile hormonlayıp sokakları tutuşturduk. Alevinin cemevi, Sünninin tekkesi bizim için en büyük tehditti bunlara kulp takıp birbirine biz kırdırdık. “Şehitlik mehitlik” o yüzden kafa açar bizim ortamımızda. O dediğini anlayacak ne yürek, ne kafa ne zeka bulunur, beyaz ekranda. Bunun bir sebebi evlat sahibi olacak erdem ve yuvaların yokluğu iken bir diğer sebebi evladı olanın evladını da muhafaza edecek kucağımızın genişliğidir. Bu erdem kendisinde bulunanlara da evrensel bir iki gargara yaptıracak aydınımısılarla bir kınama geçeriz olur biter…”
Hal böyleyken soruyorum suç Yerlitaşın mı?
Elbette TV’nin sadece eğitim aracı olarak vazife görmesi gerektiğine inanmıyorum. Benim arz etmek istediğim husus eğlenceyi dahi bir zeka karnavalına dönüştürecek bunca yetenek varken, yazı yazmayı sadece birkaç argoyu eğip büküp mecazlı laf sokma sanatı olarak gören ve görecek olan emmi dayı takımının kaleminden mürekkep saymada, yahut eski Türk filmlerindeki “mama” karakterlerini andıran tiplemelerin egosunu, balık zekalı boya küpü mahlukatı karşısına dizmek suretiyle ortaya konan mizansenin moda adına kültür adına ne gibi bir karşılığı var? Bunun cevabını veremeyeceklere akranlarda proje yaptırırken suç, Yerlitaşın mı?
Şurada açıkça anlaşalım hamaseti hiç sevmem. Hamasetin kültürel alanda ve ekranlarda tavan yaptığı zamanlar orta sınıfın uyutulduğu gerçek manada sanat ve edebiyatta da o ülkenin iflas ettiği zamanlardır. Ancak hamaset ayrı şey, bir ülkenin milli ve manevi değerlerine vicdanen olmasa da aklen ortak olabilmek ayrı şey. Hadi ikincisi yok diyelim. Birincisinin zoolojinin inceleme alanı olan canlılarda dahi olduğu, bu canlılarla davranış bilimi açısından ilgilenen uzmanların bile malumu iken. Suç Yerlitaşın mı?
Dediğim gibi yukarıda saydığım mahfilleri falanca kodamanın ahmak çocuğuna bir şey olma mekanı haline getirmekten yahut falan teyze ya da amcanın egosunun tatmin yeri olmaktan vazgeçtiğimiz gün. Emin olun suçun kimde olduğunun da bir önemi kalmayacak.