ÖNE ÇIKAN HABERLER |
İnsanın adımını attığı her yerde hikâyeler vardır. Hikâyeler insanı, adımını attığı o yerle bütünleştirerek anlatır. Sizleri, tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan, türlü bir ikileme sokmaya niyetimiz yok. Kastımız, aralarındaki bariz etkileşim sebebiyle anılmaya gerek durulmamış hikâye, mekân ve insan ilişkisini hatırlatarak zihinleri tazeletmek. Bizlere bu hatırlatmayı yaptıransa, özel bir proje: Türkiye Roman Haritası.
Bireysel girişimin ürünü bu projede, ülkemiz topraklarının yetiştirdiği yazarların yine buraları andığı/anlattığı romanların derlendiği haritada, her şehir bir romanla temsil edilmiş. Her şehri bir romanın temsil etmesi, romanı olmayan şehirler veya şehri üzerinde uzlaşılamamış eserler olması, küçük anlaşmazlıklara yol açmış. Projenin belli sınırlamalara/kıstaslara tabiliği, ister istemez bu türden anlaşmazlıklara veya soru işaretlerine sebebiyet vermiş. Bu sonuç, pek sıra dışı sayılmaz. Neticede, sürecin doğası bunu gerektiriyor. En nihayetinde, bir şehre en çok hangi kitabın yakıştığı ya da yakışmadığı ayrı birer mesele hâline gelebiliyorken, okurların bu gibi konularda eleştiriler getirmeleri gayet normal.
Yeni şehirler ve romanlarla gelişmeye devam eden haritanın güncel durumu aşağıdaki gibi:
İSTANBUL – Huzur, Ahmet Hamdi Tanpınar
ANKARA – Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İZMİR – Denizin Çağırışı, Kemal Bilbaşar
ESKİŞEHİR – Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
SAMSUN – Savaş ve Açlar, Hasan İzzet Dinamo
ANTALYA – Karabibik, Nabizâde Nâzım
SİVAS – Ateş ve Kuğu, Burhan Günel
DİYARBAKIR – Masalını Yitiren Dev, Adnan Binyazar