Şâir İsmail Sönmez ile Röportaj | BCA Times




  ÖNE ÇIKAN HABERLER

Şâir İsmail Sönmez ile Röportaj
Eklenme Tarihi: 7 Haziran 2018, Perşembe 04:32 - Son Güncelleme: 7 Haziran 2018 Perşembe, 05:50
Font1 Font2 Font3 Font4



Şâir İsmail Sönmez ile Röportaj
Şiir; ölümüdür şairin. Her mısrada yaralanır, her şiir sonunda ölür ve yeniden doğar yeni bir şiire. Şair de selam olsun şiire de.

S. Serra ErdoÄŸan : Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ä°smail Sönmez :   1973  yılında Ardahan’da doÄŸmuÅŸ köhne bir evde, anasını sancılar tutmuÅŸ, babası taşın suyunu çıkarırken Ä°smail doÄŸmuÅŸ ve annesini yormuÅŸtu.

 

S. Serra ErdoÄŸan  :  Ne zamandan beri ÅŸiir yazıyor sunuz?

Ä°smail Sönmez : Hayatla kavgam 13 yaşında baÅŸladı. Ä°lk ÅŸiirimi de o vakit yazdım.

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Ä°lk yazdığınız ÅŸiirin adı nedir ?

Ä°smail Sönmez : Åžiir Gözlüm

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Tarhana çorbası ÅŸiiriniz ile meÅŸhur oldunuz. Biraz bahseder misiniz ÅŸiirinizden nasıl oldu ?

Ä°smail Sönmez : Tarhana çorbası aslında bir ÅŸiir deÄŸil. Gerçek bir hayat öyküsü. Ä°nsanın çektiÄŸi acılar ÅŸiir gibi olunca böyle bir ÅŸiir ortaya çıktı.

 

 

S. Serra ErdoÄŸan : Peki sizce neden çok sevildi Tarhana Çorbası ÅŸiiriniz?

Ä°smail Sönmez : Kenar süsü olmadan olduÄŸu gibi yaÅŸadıklarımı kaleme aldım. Noktası virgülüne kadar gerçek olan bir hikaye, bir baÅŸkalarınında öyküsüydü aslında….

 

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Kaç kitabınız var ? Ufukta yeni bir kitap var mı ? Varsa  adı nedir ?

Ä°smail Sönmez : 6 yayınlanmış kitabım var. Tabi ki var. ISLAK CUMARTESÄ°

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Sizce ÅŸiir nedir ?

Ä°smail Sönmez : Bütün savaÅŸların ortasında gülümseyen bir çocuk yüzüdür ÅŸiir…

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Sizce ÅŸair nasıl bakar hayata ?

Ä°smail Sönmez : Müsadenizle bu soruya Cahit Sıtkı Tarancı’nın ÅŸu sözüyle cevap vereyim ;
"insanlar, kendi dar pencerelerinden bakarlarken hayata, ÅŸair damdan bakar dünyaya."

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı ?

Ä°smail Sönmez : Yok.

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Ä°lham kaynağınız nedir ?

Ä°smail Sönmez : Åžiir yazayım diye hiç bir zaman kağıt kalemi elime almadım. Sanıldığı gibi ilham akla gelmez, gönle gelir. Yazmak için de, ya bir gönle girmek lazım ya da birini gönle almak lazım…

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Nasıl yani ? Åžimdi Gönle giremeyen veya gönül alamayan ÅŸair olamaz mı ?

Ä°smail Sönmez : Gönle girmeyen, gönül almayan ölüdür. Ölüden de ÅŸair olmaz.

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Bazı ünlü sanatçılara ÅŸarkı sözü verdiÄŸinizi duyduk. Bu konu da söylemek istedikleriniz nelerdir ?

Ä°smail Sönmez : Aslında onlar benim en büyük hatamdı. Çünkü kimisi sözlerimi çaldı. Kimisi telifi aldı. Ama ÅŸu gerçeÄŸi kimse deÄŸiÅŸtiremez ; Onlar benim yaÅŸadıklarımdı.

Acıyan yanlarımı yazdığım sözlerimi, bir baÅŸkası kendi yaÅŸamış gibi topluma anlattığında bir kez daha acıdı canım.

Bu duygu tüccarları olduÄŸu sürece, bu duygu adamları kalemini bileyip daha da güçleniyoruz.

 

 

S. Serra ErdoÄŸan  : Son olarak okuyucularınıza bir tavsiyeniz  var mı ?

Ä°smail Sönmez : Mutlaka bir gönle girsinler.

 

Tarhana Çorbası 

Babam bazen kışları çalışmaya giderdi Ä°stanbula
Ä°stanbul!u türkülerden,
Birde babamın getirdiği karnıyarık somunlardan bilirdik
Oysa ÅŸimdi o gözümüzde büyüttüÄŸümüz
Koca şehre tamamıyla yerleşir olduk.
Babam önce bir kahvede iÅŸ buldu.
Ağabeylerimden ikiside fırıncıda hamurcu yama olarak işbaşı yaptılar
Geri kalanlarımız küçüktük.
Babam bizi okula yazdırdı.
Okula başladığımızın ilk yılında
Yerli malı haftası diye bir şey olacaktı.
Fakat yerli malı ne demekti?
Ne yapılırdı yerli malı haftasında bilmiyorum?
ArkadaÅŸlara sordum.
Yemekler getirip yiyoruz dediler.
Yerli malına birgün kala durumu anama açtım.
Anamda o gece bana mis gibi tereyaÄŸlı bir tarhana çorbası yaptı.
AÄŸabeyim hergün öÄŸle yemeÄŸi için iÅŸe götürdüÄŸü sefertasını almadı o gün.
Anam tarhana çorbasını koyacaktı.
Sabah andımızı okuduk okula girmeden
ÖÄŸretmenimizin izniyle herkes kumanyalarını sırasına hazırladı.
Kimi meyve, kimi kek, kimi pasta ve köfte getirmiÅŸti.
Benden baÅŸka çorba getiren yoktu.
Tabi dedim içimden, tarhana çorbasını herkes yapamaz.
Hem ÅŸehirli bunlar tarhanadan ne anlar.
Sefertasının vidalarını bir bir iÅŸtahla açtım.
Fakat kimse yanaşmadı sırama
Herkes bankacının oğlu Saitin sırasında birikmişti.
Can arkadaşım Mirza bile beni bir köfteye satmıştı.
Saitin sırasında kayık tabakta bir yığın köfte
Ve de koca bir cam şişe elvan gazozu vardı.
Yav aÄŸabeyimin harçlığıdır, anamın emeÄŸidir bu çorba dedim.
Duyan yoktu beni.
SaÄŸolsun Alim öÄŸretmen yanıma gelip
Ne güzel bir çorba biraz yiyebilir miyim dedi? 
Büyük bir sevinçle kaşığı tasın ensesinden alıp sildim önlüÄŸüme
Ä°ki kaşıktan sonra saÄŸol güzel olmuÅŸ deyip kalktı sıramdan
Ve bankacının oÄŸlu Saitin sırasından bir köfte getirdi bana
Hayatımda hiç köfte yememiÅŸtim.
Tadı çok güzeldi.
Ama anamın emeÄŸini bir köfteye satacağımı hiç düÅŸünmemiÅŸtim bu koca ÅŸehirde.
Paydos zili çalmıştı artık.
Ucu kırık bu kentin bir köfteye umutlarının satacağını hiç düÅŸünmemiÅŸtim
Bu üzücü yerli malı haftasında ömrümce unutmayacaktım.
Eve yaklaÅŸtı yalanlar düÅŸündüm.
Anam sorarsa ne cevap vermeliyim diye
Gözlerim bana sormadan aÄŸlamaya baÅŸladı
Oturdum bir yamaçta
TereyaÄŸlı tarhana çorbasını, anamı, aÄŸabeyimin zorunlu orucunu düÅŸündüm.
Çorbayı anama geri götürmemeliydim
Ana çorbanı beÄŸenmediler diyemezdim.
O yamaçta içebildiÄŸimi içtim
Altı kaşığın hepsiyle de içiyordum ki
Anam arkadaÅŸlarımda içti sansın diye
EkmeÄŸi de bir taşın üstüne bıraktım
Kuşlar yerdi belki anamın bu emeğini
Eve yaklaÅŸtıkça unutmaya çalışıyordum bu yerli malı haftasını
Eve varınca anam hoş geldin oğul
Nasıl geçti yerli malı haftası dedi. ?
Güzel dedim ana, çok güzel.
ArkadaÅŸlar çorbanı çok beÄŸendiler deyince anam ufaktan gülümsedi.
O gülüÅŸü var ya o gülüÅŸü bin köfteye bedeldi be.
Sonra anamdan izin alıp çıktım dışarı
Yürümek istiyordum, aÄŸlamak istiyordum, haykırmak istiyordum..
Zaman geçtikçe karnım acıkıyor,
Bir yandan da tarhana çorbasını düÅŸünüyordum.
Yamaca bıraktığım ekmekler geldi aklıma
Hemen koÅŸarak yamaca gittim.
Yamaca vardığımda 5-10 tane serçe ekmeÄŸi küçük gagalarıyla didikliyorlardı.
KuÅŸlar arkadaÅŸlarımdan daha vefalı çıkmıştı.
Artık anama yemin etsem de başım ağrımazdı
KoÅŸarak eve gittim.
Anama sarılıp öptüm
Ana dedim arkadaÅŸlar ekmeÄŸini çok beÄŸendiler
Yine yapar mısın?
Anamın yüzüne tarifi imkansız gülüÅŸler düÅŸtü.
Artık hergün çantama ekmek yapıp koyuyordu arkadaÅŸlarım için.
Bende okul çıkışı o taşın üzerine ekmekleri koyup kuÅŸları bekliyordum.
Dört ay o kuÅŸlara hep ekmek getirdim.
Birgün ev sahibi geldi evimize.
Babamla benim aklımın ermeyeceği şeyleri konuşuyorlardı.
Adam gittikten sonra babam üzgündü.
AÄŸabeylerime acilen ev bulmamızı söyledi.
Evimiz ruhsatsız ve kaçakmış.
Belediyeciler yıkacakmış.
Belediyeci ne demekti, ruhsatsız ne demekti?
Anlamayıp boş boş dinliyordum.
Sadece kötü ÅŸeyler olduÄŸunu seziyordum.
Zaten o sene anne vefat etti.
Annemin vefatından sonra evimiz tam anlamıyla deprem kargaşası yaşıyordu.
Akrabalarımızdan Mahmut ağabey bakkaldı.
Benim etkilenmemem için elimden tutup bisküvi kokan dükkanına götürdü beni.
Ucuzundan bir çikolata bir de elvan gazozu verdi bana.
Anam ölmüÅŸtü oysa.
Elimden atıp çikolatayla gazozu eve koÅŸtum.
Eve vardığımda anam eski bir somyanın üstüne boylu boyuna uzanmıştı.
Üstünde beyaz bir örtü.
Karnının üzerinde bir ekmek bıçağı koymuÅŸlardı.
Ölesiye aÄŸlıyordum.
Anam bir daha olmayacaktı, anlıyordum..
Gecekondumuzu belediyecilerin yıkmasına gerek kalmamıştı.
Zaten yıkılmıştı, gecekondumuz ve dünyamız
Anamın olmadığı evde kalmak boğuyordu beni.
Bir dosta dökmeliydim içimi.
Fakat hiç dostum yoktu ki?
Kuşlar geldi aklıma sonra
Yamaca koÅŸtum
KuÅŸlarda yoktu..
Sadece 1-2 ekmek kırıntısı vardı taşın üzerinde
KuÅŸlarda mı küsmüÅŸtü acaba?
Onlarda mı anamın yokluğunu anlamışlardı?
O gece kömürlüÄŸe gidip aÄŸladım
Anamın su ısıttığı taÅŸları öpüyor
Niye gittin ama, niye beni de götürmedin
Yoksa beni sevmiyor muydun ana?
Hani saçımı okÅŸarken süt kokulu bebem, tosunum, koçum..
Adama olacaktı, büyüyecekti derdin
Analar yalan söyler mi ana?
Öyle deyip ağıtlar yakıyordum..
Okula gitmek de istemiyorum artık
Hem bir daha ki yerli malı haftasına ne götürecektim okula
Anam da bir daha olmayacaktı
Kim bir daha tarhana çorbası yapacaktı bana
Anamın yokluÄŸu ve son tarhana çorbasından sonra yıllar birbirini kovalamaya baÅŸlamıştı
Ben okulu bitirmiÅŸtim
Artık ergenlk çağına gelmiÅŸtim.
Babam amansız bir hastalığın pençesinden kurtulamamış
O da annemin köyüne göç etmiÅŸti.
Ben artık iÅŸe baÅŸlamış askerlik çağında fırtına gibi bir delikanlıydım
Ve ÅŸimdi ne vakit düÅŸünsem tarhana çorbasını, kuÅŸları, bankacı Saitin köftelerini
En önemlisi , en önemlisi annemi her düÅŸündüÄŸümde yine aÄŸlarım..
Yine ağlarım ve soruyorum
O kuşlar oradalar mı hala?
O kuşları anasının emeği,
AÄŸabeyisinin açlığı ile besleyen çocuklar var mı hala
Var mı hala..?

Ä°smail Sönmez


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!