ÖNE ÇIKAN HABERLER |
"Ä°ÅŸaret Çocukları" isimli ilk ÅŸiir kitabınızdan sonuncusu olan "Korku ve Yakarış"a doÄŸru, anlaşılmazlıktan anlaşılırlığa, birbirine karışmış duygular atmosferinden sade bir sese dönüÅŸen kendi ÅŸiir çizginizi nasıl yorumluyorsunuz? Bu, bir ÅŸiirin kendi sesini yakalamış olmasıyla ulaÅŸtığı bir ifade rahatlığı mıdır, yoksa giderek farklı söyleyiÅŸleri tercih eden deÄŸiÅŸik bir ÅŸiir anlayışının vücut buluÅŸu mudur?
BaÅŸlangıçta ÅŸiiri sadece kendimden yola çıkarak, ÅŸairliÄŸimden yola çıkarak yazıyordum… Zamanla angaje oldum. Aktüalitenin zorlamaları, yönlendirmesi oldu. Hama olayları cereyan ediyor. Onbinlerce temiz Müslüman katlediliyor… O çocuklar, kadınlar… Derken içerdeki acılarımız.. derken Afganistan.. Kayıtsız kalamıyor ve bir ÅŸair olarak, görev duygusunun baskın olduÄŸu ÅŸiirler yazıyorsunuz. Bu ÅŸiirlerin elbette, ayağının anlam olarak yere basması gerekli. Bu vardığım bir nokta, bir sonuç deÄŸil. Sadece bilinçli ÅŸekilde uygulanmış bir metot. Konunun belirlediÄŸi bir "daha anlaşılırlık". Yoksa baÅŸlangıçtaki ÅŸiir çizgimi terk etmiÅŸ deÄŸilim. Tarzım hiç deÄŸiÅŸmemiÅŸtir.
Karaçam: Kimilerine göre "Åžiir bilimsellikten ve bilime dayalı betimlemelerden ürker". Kimileri tersine bir tezi göklere çıkarır. Klasik ÅŸiirde hâkim olan öÄŸe "düÅŸüncedir". ÇaÄŸdaÅŸ ÅŸiiri belirleyense hemen hemen sadece "hareket"tir. Åžiirinizin oturduÄŸu temellerden ve ÅŸiirinizde paralellik kurduÄŸunuz tezlerden söz eder misiniz? Dahası bize ÅŸiirinizi etraflıca tanıtır mısınız?
ZarifoÄŸlu: Çok zorlanırım, ÅŸiirimin eleÅŸtirmenliÄŸini yapmam istenince. Birçok defalar benimle ÅŸiirim hakkında konuÅŸuldu. Bunlar, ÅŸiirim hakkında yazılanlardan daha çok sayıda. Garip bir manzara bu. Hem yazacak hem eleÅŸtirmenliÄŸini yapacaksın. Açıklamaları siz yapacaksınız. Haksızlık deÄŸil mi bu? Bu sorunun cevabını tümüyle, ilgilenen eleÅŸtirmenlere, meraklılarına ve hatta bunlar olmuyorsa okuyuculara bırakmak gerek. Yine de ÅŸunları diyebilirim: Åžairin edindiÄŸi tezler vardır. Ama bunlar ÅŸiirinin herhalde alt yapısını, fonunu oluÅŸturur. Åžair için tezden ziyade duyarlılık söz konusu bence. Ben Ä°slamî duyarlığa sahip bir ÅŸairim. Bununla iftihar ediyorum. Ya baÅŸka türlü olsaydı? Aman Allahım! Ä°slamî duyarlığa sahip olmak, her ÅŸiirde mutlaka Ä°slâm'ı iÅŸlemek deÄŸil elbet. Ama sizin bu duyarlığa sahip bir ÅŸair olduÄŸunuzun bilinmesi, tema'sı itibarıyla ortadaki bir ÅŸiirinizin bile Ä°slâmî bir atmosfer içinde algılanmasına yeter. Benim ÅŸiirlerimde hadis-i ÅŸerifler, belki ayetler, tasavvuf, menkıbeler, Ä°slâmî davranış biçimleri, tavırlar, tepkiler, kabuller, suda erimiÅŸ madenler gibi vardır. Genellikle doÄŸrudan doÄŸruya, bangır bangır bağırarak söylemem. Onlar ömürsüzdür. Onlar ömürsüz olduÄŸu için, bir sezgiyle bu yoldan kaçarım. Madem ÅŸiir yazıyorum, önemli olan ilkin ÅŸiirdir. Ama ona tadı, kaliteyi, evsafı verecek olan, içinde erimiÅŸ olanları ihmal etmeyeceksiniz…
Åžairlerimizin ÅŸiirlerine sosyal olayların hemen tümü yansımaktadır. Ama örneÄŸin bir hac konusunu göremiyoruz. Siz de yazmadınız bu konuda. Gitmedim diyorsunuz, Afganistan'a da gitmediniz. Ne dersiniz?
Hac gitmeden yazılamaz. Gittikten sonra da belki hiç mi hiç yazılamaz. Ravza-yı Mutahhara'da parmaklarınızı, parmaklıklara sürdüÄŸünüz anı nasıl, hangi dille anlatabilirsiniz. Mekke etrafındaki daÄŸları fotoÄŸrafta gördüÄŸümüz zaman bile, bunları Rasulullah (s.a.s) gördü diye içimiz hûÅŸû ile, haÅŸyet ile doluyor. Gerisini nasıl anlatırsınız. Hac toplu, aleni bir ibadet. Ama yaÅŸantı yönü, iç arınma yönü çok özel sanıyorum. Savaşın, cihadın ise maddi ve kolay yakalanır elemanları var. Onlarla, dünyanın neresinde olursa olsun çabucak temas kurabilirsiniz. SavaÅŸ pratiktir, hızlıdır. Bir anda yanınızda peydahlanır. Etrafınızda onlarla dolu, onları çaÄŸrıştıran materyaller vardır. Haccın dışı nesir konusu. Ä°çi ise ancak yaÅŸanarak algılanabilir.
Büyüklerin sizin için "anlaşılmaz" dediklerinden midir nedir bilmiyorum, giderek küçükler için yazmaya baÅŸladınız. Artık büyüklere yazmayacak mısınız?
Ä°çimden, çocukça bir duyuÅŸla, "büyüklere küsüm" demek geçti. Ben küçükler için yazmasını pek bilmiyorum. Onlara yazarken de hitap ettiÄŸim algı düzeyi yetiÅŸkinlerdir. Öyle oluyor. Çocuk edebiyatı çok tatlı. GençleÅŸiyorsunuz. Bir türlü yaÅŸlanmak istemiyorsunuz, sakalınız aÄŸarmaya baÅŸlamışsa bile. Geçende Mehmet Genç aramıştı telefonda. Yıllardan beri ilk kez konuÅŸuyorduk. Bana, sesin aynı ama biraz olgunlaÅŸmış dedi. Ben de hep bir çocuk yanımın bulunduÄŸunu söyledim. "Harika" dedi, "yaÅŸlandı mı bir zihin, kaldır at". Bazı büyük ÅŸeylere, büyük olgulara çocuk yanımızı koruyarak sahip olabilir, olmaya devam ederiz. Çocuklarda Allah duygusu ne kadar berraktır. Bunlar bende çocuklar için yazarken canlılık kazanıyor, büyükleri ne yapayım. Ama büyükler için yazıyorum. Mavera'nın Eylül (1986) sayısında bir ÅŸiirim yer aldı. Çoktan beri ilk defa büyükler için. Oradan bir kıt'a almak istiyorum izin var mı? Sana bu soruları uzatıyorum Son nefes sorusu Çil yavrusu gibi dağılıyor yakınların Mezar sorusu Çil yavrusu gibi dağılıyor yakınların O sorular sorusu Ölüm ve sonrasındaki yapayalnızlığımız anlatıyor.
Bir yazar, "Bir ÅŸair için en dayanılmazı, en kırıcısı ona anlaşılmaz olduÄŸunun söylenmesidir" diyor. EÄŸer bu söylenen doÄŸruysa yıllardır nasıl dayandınız?
Ben deÄŸil, anlaşılmaz bulanlar nasıl dayandılar? Bu soruyu asıl onlara sormak gerekli. Ben bu tür yakınmalar karşısında hiç irkilmedim. Hemen hiç rahatsız olmadım. Hiç kırılmadım. Biraz da ÅŸöyle oldu, karşımdakinin malın alıcısı olmadığını görüyordum. Satıcı, alıcıyla ilgilenir. Ötekinin sorularını geçiÅŸtirir. Ama çürük mal satıyorsa her gelene tezgâhtarlık yapmaya çalışır.
Bir ÅŸairler ordusu besleyip duruyoruz. Åžairlerden somut "ÅŸeyler" beklenilmesi ÅŸiirin tabiatıyla çeliÅŸiyormuÅŸ gibi gösteriliyor kimi ÅŸairlerce veya kimilerince. EÄŸer muzır yaratıklar deÄŸillerse ne bekleyeceÄŸiz ÅŸairlerden?
Karmaşık. Åžairler muzır yaratıklar deÄŸillerse ne demek? Bütün ÅŸairleri aynı kefeye mi koyuyorsunuz? Åžair veya baÅŸka bir ÅŸey. Bir mihenk taşımız var. Onu ona vuruyoruz, vasfını belli ediyor. Mücerret ÅŸiir açısından iyi veya kötü ÅŸairler olabilir, ama ilk kıstasımız "ÅŸairlik" deÄŸil herhalde. Ä°lk kıstas Ä°slâm'dır. DeÄŸindik bir kere, Ä°slami duyarlık sahibi mi deÄŸil mi? DeÄŸilse, "iyi ÅŸair" de olsa, aslında ona söz hakkı tanımamak gerek. Rasullullah onlardan bazılarına ölüm fermanı bile çıkardı. Ä°slâm'dan baÅŸkasına söz hakkı yoktur. Ama ne yazık ki iÅŸler tersine dönmüÅŸ. Her neyse sizin sorunuzu kaçırdık galiba, ne diyordunuz? Hadi geçelim.
DeÄŸiÅŸik anlayış ve ÅŸekillerde ifadesini bulan ve kendisine ÅŸair diyen arkadaÅŸlar var. Bunlar bu ayrı tarz ve anlayışlara raÄŸmen aynı kumaşın farklı bölümlerini mi dokuyorlar sizce?
Herhalde..
Åžiir yazmaktan alı konulduÄŸunuzu düÅŸünün, neler hissedersiniz?
Buna hangi insanın gücü yeter. Ä°ÅŸkence altında bile zihnen ÅŸiir yazarsınız. Hep öyle yapmıyor muyuz?
Genç ÅŸairlerden isimleri aklınızda kalan kimler var?
Genç ÅŸair ne demek?
YaÅŸça sizden küçük olanlar.
Ayol, onların hepsi benden büyük..
Åžairin bir öÄŸrenci olduÄŸunu düÅŸünürsek siz hangi okula mensupsunuz ve adını unutamadığınız bir ustanız var mı?
Bir okula mensup olmadım. Ustam da olmadı. Rilke'nin etkisinde kalmış olabilirim. Ama onu hiç tanımadan zaten ovari yazıyormuÅŸum.. Böyle demiÅŸlerdi. Daha çok kendimin etkisinde kaldım. En çok okuduÄŸum ÅŸair Cahit ZarifoÄŸlu'dur. Hani etkisinde kalmış olabilirim dediÄŸim Rilke'den okuduÄŸum ÅŸiir sayısı onu geçmez. Sistemli bir edebiyat okuyucusu olmadım. Edebiyattan hep sınıfta kalabilirim. Yerli edebiyatı, hele edebiyat tarihini hiç bilmem. Bunları bir gün itiraf edeceÄŸimi biliyordum.
Ä°slâmcı ÅŸiir nereye gidiyor?
Oraya…
Naif ruhlu Zarif şairin kendisini tanımladığı şiiri
Sultan
Seçkin bir kimse deÄŸilim
ismimin baÅŸ harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boÅŸ rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse deÄŸilim
Ä°smimin baÅŸ harflerinde kimliÄŸim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boÅŸ geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Ferman KARAÇAM