Esselamu aleyküm pek değerli BCA Times okuyucuları

  Güneşin sıcaklığını, ışığını ruhumuzun derinliklerine kadar hissedebildiğimiz, kuşların ötüşlerini duyabildiğimiz, doğanın rengarenk şölenini hayranlıkla seyredebildiğimiz ilkbahara hamdolsun ki ulaştık.

  Bahar deyince aklınıza ne gelir bilmem ama benim aklıma bahar temizliği geliyor.. Soğuk kış günlerinin verdiği miskinlikle köşe bucak temizlemeye üşendiğimiz, havalandıramadığımız evimizi temizleme doya doya havalandırma vakti.

  Baharın gelmesi demek balkon  ve park mevsiminin başlaması demek.. Akşamleyin ılık rüzgârda hafif üşüyerek balkonda, parkta dostlarla çay kahve eşliğinde sohbet etme, çekirdek çitleme zamanı.. Kışın yeterince hareket etmememiz ve soğuk havalarda iştahımızın artmasından kaynaklı alınan kiloların yazın habercisi olan baharda verilmeye başlandığını da unutmamak gerek tabi. Vücudumuzdaki şişliklerin atılması için birçok diyetin, detoksun uygulandığı zamanlardır bahar ayları.

  Maddi olarak hem evimizi hem kendimizi yenilediğimiz, temizlediğimiz ve fazlalıklardan kurtulduğumuz bu aylarda sadece maddi olarak değil de manevi açıdan da üç ayların içerisinde bulunmamız hasebiyle canlanma, gönlümüze ruhumuza bahar getirme zamanı olarak düşünebiliriz.

Gönlümüzdeki kuşların özgürce uçmasını, ruhumuzun eşsiz dinginliğe ulaşmasını, gerçekten istiyorsak öncelikle; Vücudumuzdaki toksinleri atmak için uyguladığımız detoksu hayatımızın her alanına uygulamalıyız. Nasıl mı ?

• Evde kullanmadığınız ya da dursun kenarda belki bir gün işime yarar diyerek beklettiğimiz eşyaları, ihtiyacı olana ertelemeden vermeliyiz. Sizin kullanmadığınız eşyalar belki başkalarının hayalleridir. O sebepten ötürü emin olun ki eşyaları siz paylaştıkça hem hafifleyecek hem de başkalarının ihtiyaçlarını karşılayabildiğiniz için mutluluk sarhoşu olacaksınız.
• Çevremizde yaptığımız detokstan sonra içimize dönmeli askıya aldığımız sevgileri, nefretleri, hırsları, atmalı, kalbimizin ücra köşelerine yolculuk yapıp sakladığımız insanları sonsuzluğa yolcu etmeli, korkularımızla yüzleşmeli, kaçmamalıyız, kaçtığımız ne varsa aslında biz onun esiriyiz bunun bilincinde olarak adımlarımızı atmalıyız. Ruhumuza uyguladığımız detokstan kalıcı sonuç almak istiyorsak; aklımıza ve kalbimize her daim bize güç veren, yanımızda yer alan, biz ne yaparsak yapalım merhametini bizim üzerinden eksik etmeyen, ezeli ve ebedi olan, bize şahdamarımızdan daha yakın bulunan, sessiz çığlıklarımızı duyan, gözeten, Rezzak ismi ile rızıklandıran Rahman’ın sevgisini yerleştirmeliyiz.

Zor biliyorum yazıldığı kadar kolay olmayacak fakat baharın üç aylara denk gelmesinin değerini bilerek, akıp geçen zaman içinde sonradan keşke demek istemiyorsak  ibadetlerle canlanmalı, Rahman’ın bize verdiği ruhun hakkını insanlara karşılık beklemeden iyilik yaparak vermeli, üzerimizde bulunan ölü toprağını silkelemeli, ruhumuzu çamaşır suyuna yatırıp gaflet uykusundan ölmeden önce uyanmalıyız.

Evet pek değerli dildaşlarım bir daha ki yazımda görüşmek üzere.. çıktığınız her yolda Rabbim içinizde güzel düşünceler  var etsin. Ruhunuz her daim bayram etsin… Allah’a emanet olun