ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Neydi ki yaşam!..
Faniliğin öyküsünde zamana mahkum
Güneş’e yorgun, Ay’a muhtaç
Sevgiye hasretken…
Yağmurda soğuk, kışlarda ölüm
Bahara solmuşken…
Neydi ki yaşam!..
Gurbete küskün, hasrete mekan
Özleme tok, açlığı unutmuşken…
Savaşın topunda, tüfeğinde
Yetimin emzikli bebeğinde
Çatısız evin öbeğinde
Annenin yüreğinde bir sızıyken…
Neydi ki yaşam!..
Zalimin zulmünde korku
Haksızın elinde topaç
Delinin en derin kuyusunda
Akıl yetmezliğinde bitap düşerken…
Kuzey ışıklarında patlayan güneş
Gözyaşı ışıltısında sırça saraylar
Şaşıran özgürlüğün saldırısında
Köşesiz düzlükte saklambaç oynarken…
Neydi ki yaşam!..
Sessiz notalarda hüzün
Türkülerin özünde ağıt
Geçmişin kaybında geleceksiz
Ve şiirde yazılmayan kelimeyken…
Aşkın tarifsizliğinde arayış
Umudun zamansızlığında sabır
İhanete ipek yorgan
Çaresizliğe avazlı yakarışken…
Neydi ki yaşam!..
Bitmişliğin bitmezliğinde bıkkın
Dillerin sözünde cümlesiz
Kelimelerin süsünde kandırmaca
Noktasız, virgülsüz ama ünlemken…
Yazlarda çöl, kışlarda buzul
Gökyüzünde maviden uzak mor kızıl
Nehirde taşkın, denizde sisli ufuk
Toprakta çorak, kırık tırnakken…
Neydi ki yaşam!..
Doğrunun suskunluğunda konuşan cehaletin
Yakıp yıkan, çalıp çırpan bencilliğin
Ahlak yoksulluğunda serpilen sefaletin
Haktan hakkı çalan kör gafletin
Edepsizin dilindeki şer şirretin
Şeytanın şovundaki aldatılmış seyircinin
Karanlık sahnesindeki bir oyundu sadece…
Bir soruydu sadece
Neydi ki yaşam!..