ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Son onbeşyıldır ülkemizde hızlı, bir o kadarda heyecanlı, biraz olsun endişeli olaylara şahitlik ediyoruz. Bilimsel verilere göre 4,5 milyar, dinlere göre ise 7 bin yıllık bir geçmişe sahip olan dünya nın, bizim görüşümüze göre en merkezi yerine konuşlandırılmış Türkiye, tarihsel, dinsel, askeri ve jeopolitik öneme haizdir. Necip bir millet yaradanın takdiri ile bu toprakları yurt edinmiş. Lakin bu güzel coğrafyada var olmanın ağır bedelleri olmuştur. Tarihte ödediği bedeller yetmemişçesine, yine benzer bedeller ödetilmek istenmektedir.
Ülkesinin geleceğini dert edinen her birey, konuşma bulduğu her ortamda, tarihte övündüğü eski ihtişamlı günlerine geri dönme hayallerini dile getirir olmuştur.
Evet bu millet eski günlerine dönecek mi? Yoksa dahili ve harici düşmanları tarafından yok edilecek mi? İkinci sorunun cevabı yazılı binlerce yıl tarihi olan millet için ASLA olacaktır. Önemli olan birinci soru. Cevabı bulanık. Lakin gönülden geçen koca bir EVET..
Peki nasıl olacak? Her olumsuz gelişmenin müsebbibini dış mihraklar görüp hep savunma yaparak mı? Yoksa artık bunları bırakıp işimize bakmakla mı?
Artık işimize bakmalıyız.. yani …’mış gibi’ yapmaktan vazgeçip her işin hakkını vermeliyiz. Çöpcüsünden, çaycısından, öğrencisinden, mühendisine, akademisyenin den yönetim erkine kadar herkes işini yapmak zaruriyetindedir. Çöpcü en güzel temizliği hayal etmeli, süpürgesini o açıyla yerle buluşturmalı, çaycı en lezzetli çayı demlemeli, çay taneleri ile suyu en kıvamlı anında buluşturmalı, öğrenci her öğrendiğini önemsemeli, geliştirmeli, sorgulayacı ve meraklı olmalı, mühendis en güzel hesaplamalarla muhteşem dedirtecek ürün ve eserler meydana getirmeli, akademisyen en kritik katkıları bilim dünyasına sunacak özveride çalışmalı, yöneticisi ise hızla değişen dünya sistemine kurumunu, kuruluşunu, ülkesini hazırlayacak hayati kararların en iyisini alabilecek yapıyı oluşturmalı ve bütün bu zincir halkalarını ahenkle buluşturup aynı hedefe doğru koşmayı başarabilmelidir.
Peki bu olur mu? Bu gün yaşadığımızı bu topraklarda fikir üretemez, başkalarının ürettiği ve yönlendirdiği fikir ve düşüncelerle günü kurtarmak peşindeyiz. Sorumluluğu ve yükü ise kurtarıcı gördüğümüz liderlerin omuzuna vermişiz. En çıkılmaz bir halde, nasıl olsa bir çözümü vardır dediğimiz lider konumundaki kişilere atıyoruz her problemi. Böyle olmamalı. Herkes bulunduğu yeri iyi okumalı, hedeflerini günlük değil artık onar yıllık koyabilmeli, ve hızlı değişimlere reaksiyon gösterebilecek manevra kabiliyetine sahip olmalıdır.
Başkalarının yaptığı hiçbir şey Lider ülke olmayı hedef edinmiş ülkemizin hedefi olamaz…Daha iyisini yapmalıyız…Yerli Oto ise daha iyisi…Neyse ne…En iyisi….