ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Kültür bir medeniyetin ayakta durmasını sağlayan ana etkenlerin başında gelmektedir. Toplumsal başarılar, toplumsal kalkınma ve toplumsal bütünlük hususunda elde edilen verimlerin ana temasını oluşturan etken mutlak surette ile kültür sistemidir. Bu hususta kültür politikalarına önem veren devletler muasır medeniyet seviyesine daha hassas daha verimli ve daha nitelikli bir şekilde kalkınarak ilerlerken, bu değerlerden uzak kalan kültür dokusundan mahrum yöneticilerin başarı standardı daha düşüktür.
Nitekim oluşan eksik alanlar da başkalarının sergilediği politik hamleler ile tedarik edilerek onarılıyor gibi görülse de aslında alan kaymasını gerçekleştirdiği kaçınılmaz bir gerçektir. Ülkemize baktığımızda kültürün turizm ile bütünleştirilip genel anlamda da kültür politikaları alanından gelmeyen bakanların yöneticiliğini yaptığı görülmektedir. Elbette bütün bakanların bir başarısı vardır ama nasıl ki terzi kullandığı makas ile berberlik yapamaz ise kültürel bir mecradan gelmeyen yöneticinin sergilediği kurumsal politikada ayni şekilde terzi makası ile berberlik yapmak gibi olmaktadır.
Kültürel kalkınma için öncelikli olarak kültür ile turizm alanında bir ayrım olması daha sonra da kültür ve medeniyet adı altında yine kültürel alt yapıya sahip mümkünse sanatsal mecradan başarılı bir kişinin getirilip kültür ve medeniyet bakanı olarak hizmet ettirilmesi sağlanmalıdır. Hem memleket meselelerine duyarlı, hem ruhunda milli bir düşünce olan, devletin ve milletin kalkınması ile ülkenin ufkunu yücelten, aynı zamanda sanatsal alanda aktif olup tanınan ve bilinen bir kişinin başarısı daha büyük kazanım elde etmeyi sağlayacaktır.
Öte yandan il kültür müdürleri, Yurt dışında görev yapan kültür ataşesi ve kültür müşavirlerinin de aynı kulvardan getirilip görevlendirilerek nitelikli kültürel kalkınmanın oluşumu sağlanmalıdır. Sesi ile ruha hitap eden sözü ile zihni aydınlatan diksiyon ve vizyonu ile dış dünyada ülkesini temsil edecek kültür erlerine günümüzde çok ihtiyaç duyulmaktadır.
En kritik problemlerin çözümünden en sıradan soruna varıncaya ya kadar hassas bir düşünce dokusu ile konuyu kavrayıp ayrışmanın, bölünmenin, gruplaşmanın ve çatışmanın önüne geçerek olumlu politikaları inşa edecek öncelikli kurum kültür bakanlığıdır. Ne yazık ki ülkemizde bu eksik alan halen hissedilmemiş olacak ki bu alanlarda can alıcı kalkınma odaklı bir devlet politikası henüz siyaset mutfağında pişmemiştir.
Eski kültür ve turizm bakanlarından sayın Mahir Ünal döneminde güzel plan ve programlar düşünülse de gerçekleştirecek kadar görevde kalamamıştır. Daha reel bir şekilde konuyu ele almak gerekirse mesela sayın Uğur Islak gibi değerli bir şahsiyetin kültür bakanı olduğunu düşünelim. Sazı, sözü ve özü ile topluma hitap ederken aynı zamanda gerçekleştireceği çalışmalar ile ne kadar verimli olurdu değil mi?
Ama nedense yıllardır kültür bakanlığı alanında uzman olmayan kıymetli politikacıların hükümetleri tarafından görevlendirilirken aslında bilmeyerek kültürel kalkınmayı yavaşlatmaktadırlar.
Dün söyleyip bugün teyit edip yarın da zikredeceğimiz hususlardan olan işin ehline verilmesi gerçeği bura da gün yüzüne çıkmış olup bu zafiyeti yeni dönem içerisinde sayın cumhurbaşkanının siyaset dışı teknokrat hükümet sistemi ile hizmet sahasında hassas bir şekilde ele alınıp değerlendirileceğini ümit ediyorum. Kültür bir mirastır, Kültür bir hazinedir, kültür bir zenginliktir, kültür farklılıktır. Lütfen sahip olduğumuz bu güzide nimetin kıymetini bilelim. Toplumsal kalkınma aşamasında insanların ufku kültür ile aydınlatılıp ilerleyerek güçlenilmesi kültür ile temin edilir.
Kültür sanattır, Kültür aşktır, Kültür tutkudur. Eğer biz ruhumuzu bu değerlerden uzak tutarsak nasıl muasır medeniyet seviyesinde ilerleyip zirveye erişebiliriz?
Kültür ve medeniyet Bakanlığı şimdiden hayırlı olsun.