BCA Times
  ÖNE ÇIKAN HABERLER
  • <strong>Altın Kalem Ödüllü Yazar Metin ŞAHİN ile Röportaj</strong>
    Altın Kalem Ödüllü Yazar Metin ŞAHİN ile Röportaj
  • Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
    Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
  • Yazar Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı ile Röportaj
    Yazar Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı ile Röportaj
  • Yazar Rıdvan Serin ile Röportaj
    Yazar Rıdvan Serin ile Röportaj
  • Yazar İhsan Kutlu ile Röportaj
    Yazar İhsan Kutlu ile Röportaj
  • Yazar Ümmühan Yaşar ile Röportaj
    Yazar Ümmühan Yaşar ile Röportaj
  • Altın Kalem Ödülleri Sahiplerini Buluyor
    Altın Kalem Ödülleri Sahiplerini Buluyor
  • Hayatınızı Değiştirecek 20 İnanılmaz Paulo Coelho Sözleri
    Hayatınızı Değiştirecek 20 İnanılmaz Paulo Coelho Sözleri
  • Abdülhamid Han’ın Altın Saati Açık Artırmada
    Abdülhamid Han’ın Altın Saati Açık Artırmada
  • Berlin Indie Film Awards’tan ”Leyla Hanım” Filmine Ödül
    Berlin Indie Film Awards’tan ”Leyla Hanım” Filmine Ödül




YAZARLAR

Mustafa Sefa Güvenir / Yazar
Mustafa Sefa GÜVENİR / Yazar
Eklenme Tarihi: 23 Şubat 2018, Cuma 03:04 - Son Güncelleme: 23 Şubat 2018 Cuma, 03:04
Font1 Font2 Font3 Font4



Lisanımızın Korunması Bölüm II

 

Türkiye’nin en önemli meselesi maariftir, maarif kurtulmadan, Türkiye kurtulamaz, çünkü insanı kurtaracak olan maariftir. Toprak kaybı, o ülkenin kaybolması değildir, lakin dilini kaybeden bir millet için artık yaşama ve devam hakkı beklemek abestir. Gerçekten de dili paramparça edilmiş bir milletin, bu yarayı onarmadan, başka hangi dert ile oyalanmaya hakkı vardır?” Samiha Ayverdi

 

Maarif; o medeniyetin eğitim, öğretim, bilgi ve öz kültürünün kısa adıdır, bel kemiğidir. Nasıl maarif o medeniyetin bel kemiği ise içinde barındırmış olduğu bilgi ve kültürü aktaran da hitabettir. Ancak burada, yani hemen işin başında önemli bir farkındalığı asla ıskalamamak gerek; konuşmak, iyi konuşmak ve hitabet birbirlerinden ayrıdırlar. Konuşmak o ülkenin milli lisanı ile ve milletince kullanılan iletişim biçimidir, doğduktan hemen sonra öğrenme süreci başlamaktadır. Burada iyi konuşmak, konuşmaktan biraz daha maharet ister; yani o lisanı düzgün kullanmak, kelimeleri yerli yerine sıralamak, teklememek gibi şartlar barındırır muhteviyatında, günümüz haber spikerleri bunun için iyi bir örnek olabilir.

İşte hitabet, konuşmak ve iyi konuşmanın biraz daha ileri yeteneklerini de içermeye başlar bu safhadan itibaren, ilk ikisinde kulağa hoş gelmesi yeterlidir. Oysa hitabet dediğimiz zaman, fikirler, algılar, bilgi ve diğer bahsedilecek olan tüm hatları ile meydana dökülmelidir, bu zamanla geliştirilebilecek bir iş olsa da, yapmaya gönüllü kişide bir nebze de olsa yetenek gereksinimi kaçınılmazdır. Bu işi yapan kişilere hatip kişiler denir toplumumuzda. Kısaca örneklendirmek gerekirse;

Yaklaşık on yedi sene evvel, bir siyasetçi, Genç Bakış isimli programa canlı yayın konuğu olarak katılmıştı. Format gereği, üniversiteli gençler ile etkileşimli bir program olacaktı. Siyasetçi sahneye ilk çağırıldığında, gençler tarafından çoğunlukla yuhalanmıştı, lakin ayakta alkışlanarak uğurlanmıştı. Peki, ne olmuştu o zaman aralığında da, gençler kendisini yuhalayarak karşılayıp, ayakta alkışlayarak uğurlamıştı? Üstelik ne bir vaat, ne bir öngörü de bulunmamıştı bu kişi.

 

*İnanmak

Anlatmayı planladığı şeyler, kesinlikle inandığı şeyler olmalı insanın, çünkü inanmadıklarından bahsetmek, sorgulayıcı bir toplumdan önce kendi içinde sorgulamamış olmak, toplumu saldırganlığa, hatip olan kişiyi yalan vaatlere itecektir. Samimiyet hatipliğin vazgeçilmezidir.

 

*Planlı Olmak

Sorulacak soruların cevapları kısa ve net olmalı, en etkili cevaplar, daima kısa olanlardır, konuşmacıların zekâsını, samimiyetini, güvenini topluma aktarmanın en güzel şekli, kısa cevaplardır.

 

 

 

*Yeterince Bilgili Olmak

Sahneye çıkarken de, sahneden uğurlanırken de, muhtemeldir ki hazırlıklıydı, bunu göze almış, hedefinin gardını asla düşürmemişti. Peki, bunun yakıtı karşısına çıkacak kişilerin sorunlarını biliyor olması ve bununla ilgili bilgiyi yeterince depolamış olması olabilir miydi? Demek ki, karşısına çıkacağı toplumu okumuştu ve taleplere karşın arz ile gelmişti.

 

Kelimeleri doğru kullanmanın yanı sıra, özellikle toplumu diri tutmak, tonlamaların doğru kullanılması ile paraleldir. Hatip, aslında tek başına bir orkestra gibidir ve doğru notaya basılmamış her çalgı aletinden çıkan anlamsız sesler, kulağa hoş gelmez. Sadece ses değil elbette bu enstrüman, beden dili, özellikle eller, yüz hatları da vardır orkestrada.

 

Eğer kişi hitap etmek istiyorsa, önce farkında olmalıdır ki, tabiat bunun için müthiş bir örnektir. Ahenk, uyum, yasaların ve intizamın işleyişi kusursuzdur. Bir çiçek var mıdır ki yaprağıyla, sapıyla uyumsuz olsun, ya da bir hayvan? Her şey Hây’dan Hû’ya hicret ettirilir lakin hem bir amaç ile hem bir yasa ile donanımlıdır, üstelik tüm bunlar ahenk içerisindedir. İşte göze, gönle, akla, kulağa uyumla hitap eden kişi odur ki, hatiptir vesselâm.

 


» YAZARIN DİĞER YAZILARI


BU YAZIYLA İLGİLİ YORUM YAZIN