ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Günlük hayatın koşuşturması içinde kendimize ne kadar zaman ayırıyoruz? Ailemize, çevremize, işimize yoğunlaştığımız kadar kendimiz için bir şey yapıyor muyuz. Bunların hepsi değerli de aslolan kendimiz değersiz miyiz?
Bugün kendimiz için yapmadığımız herşey yarın için kaybedilmiş bir zaman dilimidir. Bir düşünün bakalım çalışmaktan, sorunlardan, trafikten, işlerin bir türlü azalmayan yoğunluğundan, hayatın keşmekeşinden, hepsinden sıyrılarak kendinizi mutlu etmek için ya da daha ilerisi şımartmak için en son ne yaptınız.
Çevrenizde yapanlar vardır mutlaka. Onların hakkı da sizin hakkınız değil mi? Bir rahatlama etkinliği olmalı insanın. Maddiyat gerektiren şeyler değil bahsettiğim. Bir dizi, geçmişe götüren, bizimkileri izliyorum ben mesela, çocukluğuma gidiyorum ve özlüyorum.
Ya da bir kitap okudukça aydınlatan, hayatı anlamlandırmanıza yardımcı olan. Neler vardır gönlünüzde kim bilir, bir şarkı hüzünlendiren, bir şiir özlemi anlatan. Bir tiyatro oyunu mesela yüzümüzü güldüren, “Güldür Güldür” oyununa gidin örneğin, bir süreliğine de olsa soyutlayın kendinizi gerçek hayattan, vücudunuza en zararsız ilacı verin yani gülün ağız dolusu kahkayla.
“Kelebeğin Rüyası” filmini izleyin, belki şair, belki yazar olursunuz, içinizdeki yeteneği keşfedin. Koşun ormanda, olta atın Haliç’in üstünde.
Sahilde bir kahve için, kokusuyla gözünüz ufka, gönlünüz hayallere dalsın, “Siz” çok değerlisiniz, kendinizi şımartın. Ve bunu hakettiğinize daima inanın.