ÖNE ÇIKAN HABERLER |
“Kuyunun dibinde yaşayanlar, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar görürler”.
Konfüçyus
Medeni bir dünyaya ulaşma çabasının yüz güldüren sonuçlara ulaşması, eğitim ile gelişmiş kişi ve topluluklar ile mümkündür ancak. Bölgesel ve kültürel farklılıkları öncelik sanıp, birleşmesi ve büyümesi gereken demokrasi mozağinin bir parçası olmaktan kaçınan ve kendilerini acınası bir gaflet içerisinde derin kuyulara hapseden kişi veya topluluklar bilmelidir ki izledikleri yok kesinlikle yanlıştır. Çünkü onlar aynen Konfüçyusun dediği gibi baktıkları küçük delikten sadece kendi renklerini görebilirler.
Halbuki;
Gökyüzü; yeryüzünde mevcut olan tüm dillerin, tüm dinlerin, tüm renklerin harmonisinde parıldayan sonsuz büyüklüktedir.
Yaşam ancak uzak bakışlı insanlar sayesinde gerçek değerini kazanabilir.
“Bir kelime kararını, bir duyu hayatını, bir insan seni değiştirebilir”.
Konfüçyus
İlk insanların mağara duvarlarına çizdiği resimler, henüz gelişmemiş insan beynindeki içgüdüsel dürtüler ile desteklenen, medeniyete ulaşma isteğinin şekillenmesidir.
Yaşadığımız modern çağda onca ilkel çağı geride bırakıp, gelecek zamana onca adım attıktan sonra bile hala kelimelerin gücünü anlamamak ta ısrar etmek, hem ilkel dünyanın medeni ressamlarına hakaret, hemde zamanımızdaki soydaşlarına ilerleme yönünde büyük engeldir.
İnsan gelişiminde ki en önemli mihenk taşı olan bilgi ve duygu aktarımı, seslerin birleşimi ile oluşan kelimelerin, önce “dil”e dönüşmesi ardından yazıma dökülmesi ile gerçekleşmiştir.
Kelime, duygu ve insan sentezi ile pozitif bir yaşama ulaşma sürecinde ihtiyacımız olan gelişmiş zekaya da sahipken modern çağ diye nitelendirdiğimiz günümüzdeki acıların nedeni zekanın akla dönüşemediği gerçeğidir.
Bu akılsızlığın tek nedeni insan iradesinin nefis ile mücadelesinde ki başarısızlığıdır sadece.
Nefisin mahkümiyetinden kurtulmanın tek yolu ise kelimeye, duyguya ve insana saygı duymaktan geçer.
“Düşünmeden öğrenmek kaybedilmiş bir emektir. Zaman kaybetmektedir.
Konfüçyus
Çok yoğun bir yaşam şekliniz olsa bile kendinize ayırabileceğiniz boş vaktiniz vardır eminim! Yoksa da bir yolunu bulup çalın zamanınızdan! Sonra da beyaz bir tual alıp karşısına geçin. Resim yeteniğinizin olup olmaması hiç önemli değil… Paletinizin üstünde boyaları karıştırıp, içsel dünyanızı sürrealist bir çalışma ile tuale yansıtın. Fırçaları özgürce kullanın, incesinden en kalınına… Sevginizi, aşkınızı, merhametinizi, nefretinizi hiç çekinmeden karıştırın boyaların harmonisine…
Sonra da karşısına geçip izleyin eserinizi, acı bir kahve içerken.
Dudağınızdan bir cümle düşecek siz farketmeksizin.
“Evet, evet doğru düşünüyorum. Madem ki yazarım daha da cesaretli daha da özgür olmalıyım.