Kadın sağlığına feminist bir bakış | BCA Times




  ÖNE ÇIKAN HABERLER

Kadın sağlığına feminist bir bakış
Eklenme Tarihi: 23 Haziran 2018, Cumartesi 01:09 - Son Güncelleme: 23 Haziran 2018 Cumartesi, 01:09
Font1 Font2 Font3 Font4



Kadın sağlığına feminist bir bakış
Araştırmalara göre, kadınların ağrıları, sağlıklarıyla ilgili şikâyetleri gerektiği kadar ciddiye alınmıyor. Kısa süre önce yayımlanan iki ‘feminist’ kitap, ‘Kadın/Sonsuz Coğrafya’ ve ‘Kadın Sağlığı Hareketinden Sesler’, gözleri kadın bedenine ve kadın sağlığı hareketine çeviriyor.

Åžehirler, sokaklar, toplu taşıma sistemi, çalışma hayatı, dil, aile, eÄŸitim, siyaset… Kadınlar için bütün bu alanlarda cinsiyet eÅŸitsizliÄŸiyle karşılaÅŸmak vaka-i adiyedendir. Sabah gözünüzü açtığınız andan itibaren baÅŸlar ‘kadınlık’. Tüm sistem erkekler temel alınarak, erkekler için kurulmuÅŸtur. 30’lu yaÅŸlarına gelmiÅŸ bir kadın, artık toplumsal cinsiyetin tüm yüzleriyle karşılaÅŸtığını, tanıdığını sanır. Oysa bu o kadar sinsi bir ÅŸeydir, kökleri o kadar derinde ve geniÅŸtir ki, hiç aklınıza gelmeyecek yerlerde çıkar karşınıza. Bir doktorun muayenehanesinde, bir psikiyatrın koltuÄŸunda, hatta bir jinekoloÄŸun karşısında… Bizi tedavi etmesi için verilen ilaçlar bile erkek metabolizması temel alınarak hazırlanmıştır.
Batı’da yapılan araÅŸtırmalara göre, acil serviste olup da akut aÄŸrıdan ÅŸikâyet eden bir kadına afyon içeren ağır bir aÄŸrı kesici verilmesi ihtimali erkeÄŸe kıyasla daha az. 2014’te Ä°sveç’te yapılan bir araÅŸtırmaya göre, acil serviste kadınlar doktoru görmek için daha uzun süre bekliyor ve acil vaka olarak tanımlanma oranları daha düÅŸük. AÄŸrı için hastaneye giden kadınlar erkeklere kıyasla anksiyete sorunu olduÄŸunu düÅŸünüp sakinleÅŸtirici ilaç yazılması ve bunların psikolojik rahatsızlık olarak sınıflandırılması ihtimali daha yüksek.
Kadınların aÄŸrıları, ÅŸikâyetleri gerektiÄŸi kadar ciddiye alınmıyor. Hele bir de ev kadınıysa ‘kendini çok fazla dinlediÄŸi’ söyleniyor. Kalp hastalığı belirtilerine panik atak teÅŸhisi konuyor. Ne de olsa hepimiz duygusal, histerik, her ÅŸeyi dramatize eden, en küçük meselede doktora koÅŸan varlıklarız. Kimi durumlarda önyargılar, kadınları ölüme kadar götürüyor. Bilimin rasyonel, verilerin önyargısız olacağını, çünkü gerçeÄŸin tek olduÄŸunu düÅŸünürsünüz ama gerçeÄŸin nasıl yorumlandığı, o gerçeÄŸe hangi açıdan bakıldığı her ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirebilir.

Kısa süre önce yayımlanan iki ‘feminist’ kitap, gözleri kadın bedenine ve kadın saÄŸlığı hareketine çeviriyor. Ä°lki, Pulitzer ödüllü bir gazeteci, bilim yazarı Natalie Angier’in kaleme aldığı ‘Kadın/Sonsuz CoÄŸrafya’. Ä°kincisi ise Amerikan Ulusal Kadın SaÄŸlığı Ağı kurucularından Barbara Seaman ile Laura Eldridge’in derlediÄŸi ‘Kadın SaÄŸlığı Hareketinden Sesler’. Ayizi Kitap’tan çıkan eserin ikinci cildi karşımızda. 
‘Kadın/Sonsuz CoÄŸrafya’, kadın bedenine, anatomisine, kimyasına, evrimine bir övgü. Angier, kadınlığın halleri konusunda yaygın kliÅŸeleri çürüttüÄŸü bir bakış açısı ortaya koyuyor kitabında. Kadının ne olduÄŸu ve ne olmadığıyla ilgili bilinenleri test ettikçe, düÅŸüncelerimizin kalıpları sökülüyor. Yer yer öfkeli, sivri, alaycı bir dille yazılmış; feminist bir bilim okuması. Sayfalarında bolca bilimsel terim var ancak kitap buna raÄŸmen okuyucusunu kendinden uzaklaÅŸtırmıyor. Anlatılan, hep etten kemikten birilerinin hikâyesi oluyor. OÄŸlu olmadığı için karısını suçlayan kocalara, kız öÄŸrencilerini küçümseyen fizik, kimya, matematik, mühendislik hocalarına mutlaka okutulmalı. Bir tür antoloji özelliÄŸi taşıyan ‘Kadın SaÄŸlığı Hareketinden Sesler’in editörlerinden Barbara Seaman, doÄŸum kontrol haplarının ve hormon replasman tedavisinin ipliÄŸini pazara çıkaran kadın olarak tanınıyor. Seaman, kadın bedeninin kimyasıyla oynayan bu müdahalelere o kadar karşıydı ki, doÄŸum kontrol hapı üreticilerini mahkûmlar üzerinde deneyler yürüten Naziler ile kıyaslıyordu. Laura Eldridge de kadın saÄŸlığı aktivizminin ABD’deki önemli isimlerinden. 
Ä°lk cildi 11. bölümde biten kitabın ikinci cildi 12. bölümden; ‘Seks’ten baÅŸlıyor. Jinekoloji, psikoloji, tecavüz ve kadına yönelik ÅŸiddet, spor, beden imgesi, vücudun bölümleri, cinsel yolla bulaÅŸan hastalıklar, kronik hastalıklar diÄŸer bölümlerin konu edindiÄŸi baÅŸlıklardan bazıları. Tüm bu meseleler feminist bakış açısıyla ele alınıyor. 
Yazarlar kitabın giriÅŸinde ÅŸöyle diyor: Bu kitapla ilgili en büyük umudum, onu okuyan kadınların kendi aralarında konuÅŸmalarını teÅŸvik etmesi. Çünkü kadınların saÄŸlık hakkında konuÅŸmaları, her ÅŸey hakkında konuÅŸmaları demektir.


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!