ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Sanki o, Anadolu'nun orta yerinde en yüksek tepeye oturmuştur seksen küsür yıl boyunca. Etrafına bakmıştır, kah ege sahillerinde mübadele acısını çeken insanları, kah Toroslar'da yurtsuz kalmış yörükleri, kah ağrı dağı eteğinde zulüm görmüş aşıkları, kah yoksulluğu, kah adaletsizliği, kah sefilliği yazmıştır.
Kutsal bildiğim tüm değerler adına yemin ederim ki Yaşar Kemal okuduğunuzda size bir şeyler olur.
Mesela;
Sarı Sıcak okursanız sizi sinek ısırır ve sıtma olursunuz.
Bin Boğalar Efsanesi okursanız, o küçük çocuk olur onca sefaleti, aşkı, sevdayı feraha ulaştırmak varken saf kalbinizle bir keklik ister olursunuz Hızır'dan.
Demirciler Çarşısı Cinayeti okursanız o direğe yaslanıp oğlunun katilinin ölüm müjdesini bekleyen nine olursunuz.
Bir ada hikayesi serisini okursanız size yemin ederim levrek tadını damağınızda, çorbanın üzerindeki, nane kokusunu hisseden poyraz Musa'nın burnu olursunuz.
Yılanı Öldürseler' okursanız çok taktir ettiğiniz Marquez'in kırmızı pazartesi romanının yıllar önce zaten yazıldığını görür ve dul bir kadın olmanın ne demek olduğunu anlar, saçınıza sakalınıza bakmadan o dul kadın olursunuz.
İnce Memed okursanız, önce Memed'in hakkını yiyen ağaya hakkını hep en azı sanıp "benim hakkım üçte birdir" diyen anası, sonra göz bebeklerindeki toplu iğne başı kadar ışık, bir mağarada kalçalarının izi taşta duran "kadın olmuş hatce" ,dörtyol'da portakal bahçesindeki adam, anavarza'da bal yapan arı, Çukurova'daki diken, size sayfalarca bir yağız at anlatır ki, at olursunuz at…
Yaşar Kemal olmak öyle bir şeydir işte, yaşar kemal bu ülkenin orta yerindeki en büyük tepeye, insanlık vicdanına oturmuş ve öyle yazmıştır hikayelerini. O yüzden de Yaşar Kemal okuğunuz da bu coğrafyadaki her şey olursunuz, ama en çok da "insan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar" der olursunuz.
Yaşar Kemal; bugün sadece bize daha yukarıdan bakan ve acaba onu anlayabildik mi diye bizi süzen, anladık zanneden hepimize söven insandır.
insan oğlu insandır.
Mekanı cennet olsun.