ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Ne yazsam eksik insanın kendine yaptığı zulmü durdurmadıkça ne yazsam suçlu…
Ne kadar had bilmez, halden anlamaz , vurdum-duymaz, edeb yoksunu bir varlık olduk. Nisyan bataklığında kıvrandıkça kıvrandık Oysa Allah Tin Suresinde bizim için “ahsen-i takvim “ (en güzel varlık) olarak bahsetmişti. Fakat biz ”Esfele-i safilin” (aşağıların en aşağısı) olmayı seçtik.
Peki bizi bu kadar alçaltan neydi? Edebsizliğimiz. Edebiyatın bile edebini bozduk.
Edeb, haddi aşmamak, ölçülü olmak, yaptıklarının elbet bir gün sorgulanacağı bilincinde olarak ölümü akılda bulundurarak hareket etmenin adıdır aslında. En büyük problemimiz ölçüyü kaçırıp kendimize çevremize zulüm etmemizdir. Bunu hem maddi hem de manevi olarak yapmaktayız. Misal; Afrika'da dakikada kaç tane çocuğun açlıktan öldüğünü unutup midemizi tıka basa doldurup haddi aştığımızda, obezite gibi gittikçe devleşen sorunla uğraşmak zorunda kalırız. Ya da nasılsa dilin kemiği yok diyerek gerekenden fazla konuştuğumuzda bizi ilgilendirmeyen konulara gireriz, bunun sonucunda da dedikodu yaparak hem kendimize hem de etrafımızda bulunan kişilere de zulüm ederiz.
Şu bir gerçek ki manevi edebsizliğimin zulmünü maddi olanla kıyasladığımız zaman ruhumuzda daha derin izler bıraktığını görürüz. Misal bir insanı haddinden fazla severseniz o insanın ölümü ya da size yapmış olduğu ihanet sizin ruhunuzda onarılması zor yaralar açar. Nitekim Peygamber Efendimiz bu sebepten ötürü severken bile edebli olmamızı tavsiye eder. Ve der ki “ Sevdiğin zaman ölçülü sev ki o senin düşmanın olabilir. Düşmanına karşı ölçülü sinirlen ki o da senin dostun olabilir .” Olmaz dediğimiz ne varsa başımıza gelen bu fani dünyada, ne kadar da doğru söylemiş Alemlere rahmet, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)…
Sadece severken değil ibadet ederken de edebi kaçırmamamız gerekir. İçinizden yok artık ibadetin fazlası niye bize zarar versin ki dediğinizi duyar gibiyim? Bu konuyla ilgili Buhari’ de şu hadis yer almaktadır: Sahâbeden üç kişi, “Allah’ın Resûlü nerede biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır” düşüncesi ile O’ndan daha çok ibadet yapmayı kararlaştırırlar. İçlerinden biri: “Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım.” der. İkincisi: “Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim. ”Üçüncüsü ise: “Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim.” der. Bu durumu öğrenen Peygamberimiz onların yanına gelir ve kendilerine şunları söyler: “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve en çok sakınanınızım. Fakat ben bazen oruç tutuyor, bazen tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor, hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir.”
Velhasıl haddimizi bilenlerden, edebli olup edebli ölenlerden olmayı Rabbim hepimize nasip eylesin..
Yazımı tamamlamadan önce Allah dostları ve alimlerin edeb ile ilgili sözlerini paylaşarak sizlere veda ediyor ve bir sonraki yazımda görüşmek üzere… Allaha emanet ❤
· Dünya gecesinin aydınlatacak şemaların en güzeli ve parlağı:Edeptir. (Mevlana)
· Bir insanda yok ise edep, neylesin medrese mektep…
Okusa alim olsa ,yine merkep ,yine merkep (Necip Fazıl Kısakürek)