ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Ä°lk kitabını yazmaya çalışan ‘yazar’ Arif, zamanının önemli bir kısmını kitabı üzerine kafa yorarak geçirir. Ona göre hayat baÅŸta kadınlar ve iliÅŸkiler olmak üzere pek çok çözümsüz soruyu içermektedir.
Ä°liÅŸkiler konusunda bir türlü dikiÅŸi tutturamayan Arif her daim kafasını kurcalayan bu soruların peÅŸindedir. Fakat beklemediÄŸi bir anda Müzeyyen’in ortaya çıkmasıyla, o güne dek bildiÄŸi ya da öÄŸrenmeye çalıştığı her ÅŸey bir anda tersyüz olur. Zira Müzeyyen’in cazibesine kapılmamak elinde deÄŸildir ve kendini bu iliÅŸkinin akışına bırakır.
1959 yılında, “The New Yorker” dergisi için muhabirlik yapan yazar Truman Capote’nin dikkatini gazetesindeki bir makale çeker. Yazıda, Kansas eyaletinde iÅŸlenen bir cinayet ve aynı aile mensubu dört kiÅŸinin öldürülmesi anlatılmaktadır. Capote, daha önce buna benzer çok haber okumuÅŸtur ama bu olayda onu çeken bir ÅŸey vardır. Derginin yazı iÅŸlerini de ikna ederek, olayı araÅŸtırmak üzere kendisi gibi dergiye yazan çocukluk arkadaşı Harper Lee ile beraber olayın geçtiÄŸi yere doÄŸru yola çıkarlar.
Bu olayın, geçtiÄŸi kasaba üzerindeki etkilerinden, görgü tanıklarına ve polis raporlarına dayanarak yazılan öykü, katil zanlıların yakalanması ve ölüm cezasına çarptırılması ile Capote’nin sanıklarla yaptığı görüÅŸmeler ve nihayetinde onlara destek olmak istemesi ile uzadıkça, Amerikan edebiyatının önemli eserlerinden “In Cold Blood” (SoÄŸukkanlılıkla) adlı romanın da temeli oluÅŸur.
Filmde, Ä°rlandalı yazar James Joyce’un daha sonra eÅŸi olacak olan, adına ÅŸiirler yazdığı Galwayli fırıncının kızı Nora Barnacle ile olan sınır tanımayan iliÅŸkisini izliyoruz.
Beyaz dizi serilerinin unutulmaz yazarı Jane Austen’in, gençliÄŸinin ilk baharının hikayesi… Zengin bir erkek ile bir evlilik yapmayı kariyeri için hayati bir mesele olarak gören Austen, fakir bir ailede yetiÅŸmiÅŸ olmasına raÄŸmen yazarlık konusunda farkedilmesini saÄŸlayacak denli etkili yeteneklere sahiptir. Fakat bu yeteneklerin bir kadın olarak toplumda hiçbir deÄŸeri olmadığı düÅŸüncesi dayatılmaktadır. HerÅŸeye raÄŸmen, kendini gösterebileceÄŸi tek yolun zengin Wisley ile evlenmesi olduÄŸu düÅŸüncesine karşı çıkmak ister.
Ailesinin tüm baskılarına direnen Jane, yetenekli genç avukat Tom Lefroy ile tanışacak ve bu kendine güvenli genç adamla birbirlerine olan aÅŸkları, sahip oldukları herÅŸeyi bir kenara iterek yeni bir hayata baÅŸlamaları için büyük bir cesaret verecektir. Hiç evlenmemiÅŸ ve son derece soÄŸuk bir kadın olarak tanınan Ä°ngiliz yazar Jane Austen’ın olgunluk dönemi eserlerine ilham olan 20’li yaÅŸlarında yaÅŸadığı tutkulu bir aÅŸkın hikayesini anlatan AÅŸkın Kitabı’nda baÅŸrollerde Anne Hathaway ve James McAvoy gibi oyuncular yer alıyor.
Film, 1919’da Prag’da geçiyor. Genç bir yazar, yeni romanları üzerinde çalışırken yakın arkadaÅŸlarından biri kaybolur ve onu aramaya baÅŸlar. Ünlü yazar Kafka’nın Åžato, DeÄŸiÅŸim ve Dava adlı üç eserinden yararlanılan film, Kafka’nın dünyasını baÅŸarıyla yansıtan ilgi çekici bir uyarlama.
Herkesin senin hayatının bir hikaye olduÄŸunu biliyor. Ama ya bir hikaye, bu kez senin hayatının ta kendisi ise? Harold Crick, vasat bir IRS ajanıdır. Monoton, sıkıcı ve sürekli kendisini tekrar eden türden. Ancak bir gün tüm bunlar deÄŸiÅŸir çünkü Harold, kafasının içinde ona hayatını dikte eden bir yazarın sesini duymaya baÅŸlamıştır.
Harold, bu sesi televizyonda gördüÄŸü saygın bir yazarın sesine benzetir. Ancak hikaye ne vakit Harold’ın öleceÄŸinden dem vurur, Harold bu hikayeyi yazanın peÅŸine düÅŸer. YaÅŸamını kurtarmak uÄŸrunda yazardan hikayenin sonunu deÄŸiÅŸtirmesini isteyecektir. Çok geç kalmadan.
Yetenekli bir ÅŸair oolan Sylvia Plath, edebiyatçı Ted Hughes’la tanışır ve aralarında bir yakınlaÅŸma baÅŸlar. Sylvia ile Ted bu birlikteliklerini evliliÄŸe taşır. Ancak evliliÄŸin ardından Ted’in hırs ve arzuları, Sylvia’nın yeteneklerini ortaya çıkarmasını zorlaÅŸtıracaktır. Ted, ününü giderek artırır ve evliliÄŸinde sorunlar baÅŸlar. Çift, durumu düzeltmek için bir çocuk yapmaya karar verir. Ama Sylvia, kendini depresyonun içinde bulur. Bu yaÅŸadığı sıkıntılar onu ÅŸiirde büyük baÅŸarılara taşıyacaktır.
Anlamını yitirmiÅŸ bir çağın yanıtlarını bildiÄŸini iddia eden münzevî yazarın hayatına anlam arayan kiÅŸiler girince, bazı gerçekler ortaya çıkar. The Answer Man’de Jeff Daniels (Arlen Faber) ve Lauren Graham (Elizabeth) rol alıyor.
Yazar Virginia Woolf’un hayatından ve baÅŸyapıtı sayılan Mrs.Dalloway’den beslenen Saatler filminde Nicole Kidman, Julianne Moore, Meryl Streep yer alıyor. Bir yazar, bir okuyucu ve bir karakter üzerine kurulan Michael Cunningham aynı adlı kitabın sinemaya uyarlanan Saatler filminde hikayeler sonunda birbirine baÄŸlanıyor. Meraklısına…
Rory Jansen, yayımlanan ilk kitabıyla birlikte beklenmedik bir ÅŸekilde edebiyat dünyasında zirveye yerleÅŸen genç bir yazardır. Son derece yaratıcı ve özgün üslubuyla dikkat çeken genç yazar bir anda döneminin en iyi birkaç isminden biri olarak kabul görmeye baÅŸlar. Romanı ise dünya çapında tanınan ve eleÅŸtirmenlerin dahi büyük bir hayranlıkla karşıladığı bir yapıttır artık. BaÅŸarı ve ÅŸöhretin tadını çıkaran Ransen’ın çok sevdiÄŸi eÅŸi dahil hayatta her ÅŸeye sahiptir. Ancak baÅŸarının doruklarına çıktığı bir anda ortaya çıkan gizemli, yaÅŸlı bir adam, Jansen’ın romanı üzerine önemli bir iddiada bulunacaktır. Jansen’ın adını dahi bilmediÄŸi bu yaÅŸlı adamı görmezden gelmesi mümkün deÄŸildir.
Charlie Kaufman, dönemin en meÅŸhur kitaplarından biri olan The Orchid Thief’ı Hollywood için senaryolaÅŸtırmaya çabalamaktadır. Ne kadar uÄŸraşırsa uÄŸraÅŸsın, bir türlü senaryosunda yeni adımlar atamamakta, attığı her adımda da daha fazla tıkanmaktadır. YaÅŸadığı tüm bu sıkıntılı süreç ona yetmiyormuÅŸ gibi bir de son derece baÅŸarısız bir gerilim senaryosu yazmaya çabalayan ikiz kardeÅŸiyle didinmektedir. Geçen her gün Charlie’nin biraz daha kaybolmasına ve kendi başını belaya sokmasına yol açacaktır.
Oyun yazarı Ivan Travalian (Pacino) provada bir Broadway oyununu destekçileri ile yeniden yazmak ister. ve Karısı (Weld) onun önceki evliliklerinden dört tane çocuÄŸu olduÄŸu için, çocuÄŸunuda alır ve onu terk eder. ve (Cannon) onunla hareket etmek ister ama çocukları olduÄŸu için yapamaz.
Yazmak, hiç ÅŸüphesiz, kalem sahibinin ilham gücü tarafından yönetilen bir eylemdir. New York’ta ün sahibi olmuÅŸ bir oyun yazarı Barton Fink, hesapta olmayan bir teklifle karşı karşıya gelir. Kendisinden Los Angeles’ta bir senaryo yazması istenir. Ancak gerekli görüÅŸmeler sırasında istenilen senaryonun oldukça kaba bir içeriÄŸinin olması istendiÄŸini öÄŸrenir. Bu hiç ona göre olmadığı için tıkanıklık yaÅŸamaya baÅŸlar.
Nobel ödüllü yazar Octavio Paz’ın “Sadizmin filozofu, aslında kurban eden deÄŸil, baÅŸlı başına bir kurban idi. Ve zulmün kurucusu aslında yumuÅŸak kalpli bir erkekti.” dediÄŸi Marquis De Sade’ın yaÅŸam öyküsünden yola çıkan film, Oscar ödüllü Kate Winslet, Geoffrey Rush ve Michael Caine’i aynı projede buluÅŸturmayı baÅŸarmış bir yapım olarak dikkat çekiyor.
16 yaşındaki Jamal, okulundaki testlerde aldığı yüksek notlar nedeniyle ÅŸehrin en ünlü okullarından Mailor-Collow’dan bir burs kazanır. Kenar mahalleden gelmesi sebebiyle zengin çocuklarının arasında önceleri zorluk çekse de, spordaki baÅŸarısı ve yazdığı yazılar ile kendini sevdirmeyi baÅŸarır.
Birgün Jamal iddia sonucu kendi halinde bir yazar olan William Forrester’ın evine birÅŸey çalmak amacıyla girer. Ancak evden kaçarken sırt çantasını düÅŸürür. Çantasını geri aldığında ise yazarın defterlerine bazı notlar bıraktığını görür. Bundan etkilenen Jamal ve Forrester arasında sıradışı bir arkadaÅŸlık baÅŸlar. Yıllar önce çok ünlü bir roman yazan fakat sonra yazmayı bırakan Forrester, genç çocuktaki yeteneÄŸin farkına varmıştır.
BaÅŸarılı yazar Mort Rainey (Johnny Depp) en sevdiÄŸi koltuÄŸunun üzerinde günde 15 saat uyumaktadır. Acı verici bir boÅŸanmanın ortasındadır ve bu ayrılığa iliÅŸkin her ÅŸey çirkin ve tatsız bir hal almıştır. Bu durum tüm enerjisini emmiÅŸ ve yaratıcılığını alıp götürmüÅŸtür. Mort Rainey kendisini tek bir satır bile yazamayacak duruma getiren büyük çaplı bir yazamama sendromuyla baÅŸ baÅŸa kalmıştır.
Sonra bir gün, iÅŸler artık daha da kötüleÅŸemez gibi görünürken, John Shooter (John Turturro) adında psikopat bir yabancı Rainey’nin kapısına gelir, onu kendi hikâyesini çalmakla suçlar ve bunu telafi etmesini ister. Rainey’nin kendisini yatıştırma çabalarına karşın, Shooter git gide daha ısrarlı ve düÅŸmanca bir tavır takınarak, soÄŸukkanlı bir cinayet dahi içerebilecek tuhaf bir adalet kavramından söz eder.
Akıl almaz bir kedi-fare oyunu oynamak zorunda bırakılan Rainey, hayal bile edemeyeceÄŸi bir kurnazlık ve kararlılığa sahip olduÄŸunu keÅŸfeder. Sonunda ise, Shooter’ın onu kendisinden bile iyi tanıyor olabileceÄŸini anlar.
Calvin genç yaşında büyük baÅŸarı elde etmiÅŸ ama hızlı yükselen kariyerinde ÅŸimdi duraklama evresine giren bir yazardır; sanki ilhamı tutulmuÅŸtur. Bu durumla baÅŸa çıkmak içinse ilginç bir yol dener. Kendini yeni bir romansın içine sokmaya karar verir ve kendisini seveceÄŸini düÅŸündüÄŸü bir diÅŸi karakter yaratır, ve adını Ruby koyar. Fakat bir hafta sonra Ruby kanlı canlı salondaki kanepede oturuyordur! Calvin kelimelerinin nefes alan bir canlıya dönüÅŸtüÄŸünü görünce ne yapacağını ÅŸaşırır…