Fikir Ve Siyaset Üzerine S. Serra Erdoğan ile Röportaj | BCA Times




  ÖNE ÇIKAN HABERLER

Fikir Ve Siyaset Üzerine S. Serra Erdoğan ile Röportaj
Eklenme Tarihi: 30 Eylül 2017, Cumartesi 01:25 - Son Güncelleme: 1 Ekim 2017 Pazar, 01:38
Font1 Font2 Font3 Font4



Fikir Ve Siyaset Üzerine S. Serra Erdoğan ile Röportaj
Siyaset içinde medeniyet inşa edilmez. Medeniyet toplum içinde inşa edilir ve ondan sonra siyasete uygulanır. 

 

Metin Acıpayam : Akparti seçilmiÅŸ cumhurbaÅŸkanını Çankaya’ya çıkardı, akabinde fevkalade isabetli bir genel baÅŸkan ve baÅŸbakan tercihi ile muhkem bir hükümet teÅŸkil etti. BaÅŸbakanın ÅŸahsiyetini ve donanımını tanıyanlarca tahmin edildiÄŸi üzere ilk konuÅŸmalarında ortaya koyduÄŸu; “fetret devrinin kapandığı”, “yeniden ihya ve inÅŸa sürecinin baÅŸladığı”, “Akparti’nin bir medeniyet hareketi” olduÄŸu mealindeki temel düÅŸünce ve iddialarına nasıl bakıyorsunuz?

 

S. Serra ErdoÄŸan :  Ä°zninizle bu soruya, kitabım “Yeni Türkiye”den bir bölüm baÅŸlığı ile cevap vereyim. Orada, bu mevzudaki görüÅŸümü ÅŸöyle ifade ettim:

     – Ak Parti bir medeniyet projesidir!

     Bu bölümde dört baÅŸlık halinde bu tezi delillendirmeye çalıştım. Bu baÅŸlıklardan ilki ÅŸudur: “Kökü mazide bir ati!”

     Ak Parti’nin temel medeniyet tasavvurunu ve diÄŸer partilerden farkını belki en güzel bu sözle formüle edebiliriz. Gerçekten de diÄŸer partilerin hiçbiri bu formülün içinde deÄŸildir. Onlar, köksüz bir ati tasavvur etmeye çalışıyorlar. Eski Türkiye’nin karakteristiÄŸi de budur. Bu köksüzlük de Türkiye’yi geçmiÅŸ dönemlerin bilinen geri kalmış ve kuyrukçu ülkesi kılmıştır. Burada Ak Parti yeni bir vizyonu, yeni bir bakışı temsil ediyor.

 

Metin Acıpayam :  Bunlar çok büyük iddialar, gerçekten bu iddiaları taşıyacak siyasi kadronun olduÄŸunu düÅŸünüyor musunuz? Yoksa mevcut Ak Parti kadrolarının bu iddialar için “öncü kadro” olduÄŸunu ve esas medeniyet kadrosunun önünün açılmasına, yetiÅŸmesine, yetiÅŸtirilmesine ve istihdam edilmesine vesile olacağını mı düÅŸünüyorsunuz?

 

S. Serra ErdoÄŸan :  Bir hayalin gerçekleÅŸmesi o kadar kolay bir iÅŸ deÄŸil. Ak Parti kadroları, 15 yıllık geçmiÅŸe baktığımız zaman, önemli bir dönüÅŸüme imza attılar. Büyük sıkıntıların altından kalktılar. Binbir tehdide ve ayak oyununa raÄŸmen, bozulmadılar, direnç gösterdiler ve bundan dolayı da halkın büyük bir desteÄŸini arkalarına aldılar. Demek ki halk, bu kadroların baÅŸarısını onayladı.

    

Ak Parti’nin baÅŸarısı, bir yönüyle tek adam baÅŸarısı olarak görülebilir. Fakat bütün gerçek bu deÄŸildir. Ak Parti, hemen hemen bütün bakanlıklarda baÅŸarılı olmuÅŸtur. Ak Parti, hemen hemen bütün belediyelerde baÅŸarılı olmuÅŸtur. Ak Parti hemen hemen bütün teÅŸkilatlarıyla baÅŸarılı olmuÅŸtur. Bu baÅŸarı, isimli isimsiz bir çok kahramanın ortak baÅŸarısıdır.

 

     Tabii burada Yeni Türkiye hayalinin ne kadarının gerçekleÅŸtirildiÄŸi sorgulanabilir. Bu hayal, hiçbir zaman bütünüyle gerçekleÅŸtirilemez; gerçekleÅŸtirilmemelidir de. Çünkü Türkiye’nin yükselmesini ve mükemmelleÅŸmesini hayal etmenin sınırı yoktur. Ama ÅŸu var ki, Ak Parti, Yeni Türkiye yolunda öncülük yapmıştır. Bir misyon ortaya koymuÅŸtur. Bundan sonra Ak Parti olmasa da bu misyonu sürdüren birileri mutlaka olacaktır. Ve bu da çok önemlidir. 

 

 Metin Acıpayam : Siyasi kadrolar meselenin tatbikat kısmıyla ilgilidir. Ä°slam medeniyetinin yeniden inÅŸasından bahseden cumhurbaÅŸkanı ve baÅŸbakanın, çalışma yoÄŸunluÄŸu hatırlanırsa Ä°slam medeniyet tasavvurunu geliÅŸtirmesi düÅŸünülemez, Ä°slam medeniyetinin inÅŸasından önce tasavvurunun (fikriyatının) geliÅŸtirmesi gerektiÄŸi açıktır. Sizce Türkiye’de Ä°slam medeniyet tasavvurunu geliÅŸtirecek, medeniyet müesseseleri numunelerinin fikrini örecek, siyasetçiler ve sair aksiyonerler tarafından inÅŸa ve tatbikatını takip ve teftiÅŸ edecek fikir ve ilim adamı kadroları mevcut mudur?

 

 S. Serra ErdoÄŸan : Yeni Ä°slam medeniyetinin inÅŸâsı… Bu büyük bir dâvâ. Bu, Ak Parti’den beklenen bir ÅŸey deÄŸil. Çünkü bir medeniyet inÅŸası, siyasetçilerin yapabileceÄŸi bir iÅŸ deÄŸildir. Bu büyük mütefekkirlerin ve küçük mütefekkirlerin, büyük sanatkârların ve küçük sanatkârların, büyük âlimlerin ve küçük âlimlerin ve nihayet millet ve gençlik kadrosundan önemli bir çoÄŸunluÄŸun kollektif çabasıyla ortaya çıkabilecek bir ÅŸeydir. Ve bir tek nesil deÄŸil, nesiller boyunca yerine getirilen bir misyon olarak görülmelidir.

 

     Türkiye’de bu medeniyet inÅŸasının altyapısı vardır. Bu görev zaten Türkiye’den bekleniyor. Üstad Necip Fazıl’ın ve onun ortaya koyduÄŸu Büyük DoÄŸu projesinin, Türkiye aydınları ve nesilleri üzerinde önemli etkileri olmuÅŸtur. Sezai Karakoç’un, Cemil Meriç’in, Ahmet Arvasi’nin, Salih MirzabeyoÄŸlu’nun ve bir çok aydın ve düÅŸünürün bu proje kapsamında çok önemli katkıları olmuÅŸtur. Yeni Ä°slam medeniyeti bu temeller üzerinde yükselebilir. GençliÄŸin bu örnekleri izlemesi ve millete sevdirmesi yoluyla gerçekleÅŸebilir. Yoksa meclisten iki yasa geçir, falanca bakanlıktan iki tesis açılışı yap, medeniyet böyle kurulmaz.

 

     Ama ÅŸu olabilir: Siyasetçinin görevi, en azından aynı yönde yürüyeceÄŸi mütefekkirleri, aydınları ve sanatçılarıyla barışık olmaktır, onların faaliyetlerine yol açmaktır, onların fikirlerinin topluma ulaÅŸmasına katkı saÄŸlamaktır. 

 

Metin Acıpayam : Fikir ve ilim adamlarının siyasi kadrolardan önde gitmesi gerektiÄŸi doÄŸru, çünkü Ä°slam irfan müktesebatının bize öÄŸrettiÄŸi, fikrin önce tatbikatın sonra olduÄŸudur. Türkiye’de siyasi kadroların fikir adamlarından önde gittiÄŸi teÅŸhisi sizce de doÄŸru mudur?

 

S. Serra ErdoÄŸan : Åžimdi bugünkü düzen içinde iktidara gelebilmek için, siyasi parti kurmak veya mevcut siyasi partilerden birine katılmak, orada yetkin olmak, ondan sonra da halkın karşısına çıkıp ondan yetki almak gerekiyor. Halk, mütefekkire oy verip iktidara getirmiyor ki! Onun faaliyetlerinden haberi bile olmuyor. Ä°ÅŸleyiÅŸ bu ÅŸekilde…

 

     Tabii ki, yukarıda da dediÄŸim gibi, ben siyasilerin, fikir adamlarıyla, sanatçılarla, aydınlarla barışık ve onların fikirlerinden azami ÅŸekilde yararlanan olmasından yanayım. Ama siyasi kadroların önde olmasından kaçınamazsınız.

 

Metin Acıpayam : Fikir ve ilim adamlarının tatbikatçıların gerisinde kalması çok ciddi bir problem. Bunun aşılması için, hükümet dışı kuruluÅŸların, özellikle de fikir ve ilim adamlarının teÅŸkilatlanması ve iktidardan bağımsız bir medeniyet tasavvuru ve müesseseleri üzerinde çalışması gerekmez mi?

 

S. Serra ErdoÄŸan :  Åžimdi bakın, burada yoz siyaset yapanlar vardır. Bunun gibi yoz aydınlar vardır.

     Yoz siyaset yapanlar nedir? Siyaseti bir misyon olarak görmeyen, bir dava olarak görmeyen, bir kariyer olarak görenlerdir. Seçim dönemlerinde böyleleri partilerin kapısına yığılır. Onların bir bölümü meclise de girer. Ondan sonra bir daha adını duyan olmaz. Milletvekili olmanın prestiji ve avantajlarından yaralanmışlardır. Emellerine ulaÅŸmışlardır.

 

     Aydınlar arasında da böyle kimseler vardır. Aydın görünmek de kazançlı ve prestijli bir iÅŸtir. Bir meslektir. Ä°yi bir ÅŸöhret yanında, çok iyi getirileri vardır. Bunları hedefleyen kimseler, piyasa aydınlarıdır. Onlar, bir dava sırtlanmazlar, kendilerinden piyasanın istediÄŸi rolleri oynarlar. Ve emellerine ulaşırlar.

 

     Bu siyasi ve fikri yozlaÅŸmanın önüne geçmek kimin görevidir? Bir siyasetçi bu konuya müdahale ederse, haddini aÅŸmış olur ve tepki görür. Ama tabandan gelen yoÄŸun bir eleÅŸtiri ve talep olursa, o zaman siyasetçinin bu konuya el atması ve çözmesi kaçınılmazdır. Yani bu tür bir ÅŸeyin tabandan gelmesi gerekir, aydınlar arasında oluÅŸması ve sesini gürleÅŸtirmesi gerekir.

 

     Åžimdi bakın, Ayasofya’yı siyasetçiler niye açmıyor? Tabandan bu yönde ciddi bir talep yok ki! Bu uÄŸurda bir mücadele yok ki! Bu iÅŸi bir dava olarak sırtlanan güçlü bir ses yok ki, siyasetçi de bunu kendine görev bilsin, bunu yapmak gereÄŸi hissetsin. Ne var? Ä°ÅŸte senede bir üç tane genç gidiyor oraya, iki rekât namaz kılıyor, dua ediyor, dağılıyor. Siyasetçiden bir ÅŸey istemiyor ki alsın…

 

Metin Acıpayam : Fikir, ilim, sanat adamları medeniyet tasavvuru ve müesseseleri üzerinde çalışmazsa, siyasi kadroların sadece devlet kuruluÅŸları üzerinde çalışmaktan baÅŸka yapacağı bir ÅŸey kalmaz, onların yoÄŸun çalışma tempoları içinde fikir, ilim, sanat lojistiklerinin saÄŸlanması kaçınılmazdır. Hal böyleyken, siyasi kadroların hızında ve hacminde fikir üretimi yapılamadığını görüyor musunuz? Bu konuda neler yapılmalıdır, neler yapılabilir?

 

S. Serra ErdoÄŸan : Åžimdi tabii ÅŸunu söylememi bekliyorsunuz: Bir siyasi parti, tepeden tırnaÄŸa bütün teÅŸkilat yapısıyla bir fikrî misyon üstlenmeli ve her iÅŸinde bu misyonun gereÄŸini yerine getirmelidir.

 

     Böyle bir ÅŸey gerçekten de güzel olurdu. Ama ne yazık ki, bu böyle olmuyor. DediÄŸim gibi, her sahada yozlaÅŸmaların tümseÄŸine takılmak kaçınılmazdır. DiÄŸer taraftan, bir belediye, belediye iÅŸlerini bırakıp fikir iÅŸleriyle uÄŸraÅŸamaz. Ancak kendi kültür programı çerçevesinde buna sınırlı bir yer ayırabilir. O da ancak gelen teklifleri deÄŸerlendirmekle kalır; gidip mahalle aralarında arayıp kültür programı oluÅŸturamaz.

 

     Her ÅŸey de bunun gibidir. BaÅŸta da söylediÄŸim gibi, siyaset içinde medeniyet inÅŸa edilmez. Medeniyet toplum içinde inÅŸa edilir ve ondan sonra siyasete uygulanır. 

 


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!