BCA Times
  ÖNE ÇIKAN HABERLER
  • <strong>Altın Kalem Ödüllü Yazar Metin ŞAHİN ile Röportaj</strong>
    Altın Kalem Ödüllü Yazar Metin ŞAHİN ile Röportaj
  • Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
    Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
  • Yazar Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı ile Röportaj
    Yazar Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı ile Röportaj
  • Yazar Rıdvan Serin ile Röportaj
    Yazar Rıdvan Serin ile Röportaj
  • Yazar İhsan Kutlu ile Röportaj
    Yazar İhsan Kutlu ile Röportaj
  • Yazar Ümmühan Yaşar ile Röportaj
    Yazar Ümmühan Yaşar ile Röportaj
  • Altın Kalem Ödülleri Sahiplerini Buluyor
    Altın Kalem Ödülleri Sahiplerini Buluyor
  • Hayatınızı Değiştirecek 20 İnanılmaz Paulo Coelho Sözleri
    Hayatınızı Değiştirecek 20 İnanılmaz Paulo Coelho Sözleri
  • Abdülhamid Han’ın Altın Saati Açık Artırmada
    Abdülhamid Han’ın Altın Saati Açık Artırmada
  • Berlin Indie Film Awards’tan ”Leyla Hanım” Filmine Ödül
    Berlin Indie Film Awards’tan ”Leyla Hanım” Filmine Ödül




YAZARLAR

Kerim Mete
Kerim METE / Yazar - Ziraat Mühendisi
Eklenme Tarihi: 4 Ocak 2018, Perşembe 00:39 - Son Güncelleme: 4 Ocak 2018 Perşembe, 00:39
Font1 Font2 Font3 Font4



Doymak mi, sağlık mi önceliğimiz ?

 

 

Gıdaya ihtiyaç duymadan yasayabilenler icin belki degil ama gıda olmadan hayat yoktur diyenler için bir yazı.

 

Insan oğlu canlılığını koruyabilmek için beslenmeli ve bu ihtiyaç kıyamete kadar sürecek bir gerçek olarak savaşlara ve sorunlara neden kabul edilecektir. Gerçekten bu ülkenin toprakları bu ülkenin insanlarını doyurabilir mi? Merak etmeyin elbette doyabiliriz. Yeter ki sahip olduğumuz her gucumuzu üretmek için kullanalım. Konumuz gıda elbette, gıda üretmek ti niyetim. Peki topyekun gıda mi üretelim diyorum. Elbette ki hayır. Ülkemiz topraklarının ekilebilir alanlarının 27milyon ha dan 25yilda 23milyon ha ya düştüğünü görünce belki çok değil ama 100yil sonra etkilecek toprağımızı kalmayacağını düşündüğümde, herkesin ekmeye değil belki ama herkesin toprağı korumayı görev sayması gerekmektedir.

 

1929 ekonomik buhran sonrası ama gerçekte 1950 sonrası dünyada hızlıca gıda üretmede yeni tekniklerden yararlanma, daha çok üretme adına belki başarılı olunmuştur ancak asla sürdürülebilir ve ahlaki değildir. Hastalıklarla mücadele etme adına ddt ve buna benzer zehirleri kullanarak verimi arttırdık. Hormon ve diğer gelişim üzerine yaratılmış organelleri kesfettik. Ama bunu daha çok ve yerli yersiz kullanarak, yaratan Allah’a muhalefet edercesine daha çok verimi almaya çalıştık. Sütü, eti daha çok aldık belki ama tatsız ve zararlarını sonradan öğreneceğimiz gıdaya ulaşmış olduk.

 

Daha çok verim için, başta sağlıklı nesillerin devamı için gıdaya ihtiyacı olan insanı ve üretim için her daim ihtiyaç duyacağımız topraklarımızı kendi elimizle hasta yaptık.

 

Son yıllarda hızla artan gdo lu üretim ve tohum sağlıklı nesilleri tehdit etmeye devam edecek gibi duruyor. Gdo ya neden ihtiyaç duyuldu sormaya kalmadan nedenini öğrendiğimizde çok da masumca ve suçsuz kabul edilebilir mazeretler konuyor önümüze. Tamam anladık, olmayan gıda en pahalı gıdadır. Ama sağlıksız gıda, doğal yapısı bozulmuş sırf hastalıklara daha dayanıklı ve daha çok verim olsun diye katil gıdaları kendi elimizle mi üretip tüketiyoruz.

 

Şimdi ne oldu. Bu verimlilik adına yapılan teknoloji canbazligi şimdilerde artık fayda bile etmiyor. Gıdaya ulaşamayan milyonlar var dünyamızda. Sağlıklı şu ve sağlıklı gıda lüks kabul edilir oldu.

 

Ülkemiz üreticilerinin mayası sağlam bir kere. Bu millet yedirmeyiz, yemeyi ve üretmeyi seviyor. Insanimiz tarımda hayvancılıkta başarılı olur da bilgi ve eğitim eksikliği bütün hevesini kırıyor. Teknoloji ve inovasyon denilince nedense hayvancılık ve tarım en son sırada sayılıyor.

 

Gelelim konumuza tekrar, bu ülke 80milyonu doyurur elbette, hemde sağlıklı gıdaya da kavuşturur. Yeterki tarım ve Hayvancılığımızı en az otomobil, makine ve teknoloji ile yapılan üretimlerden ayrı gormeyip sadece başka bir işi olmayan mecbur insanlarımızın elinde eğitim seviyesi en düşük ama yürekleri kocaman insanlarımıza bırakmadan, onlarla beraber onlara daha çok destek ve ilgi göstererek başarabiliriz. Soframıza gelen her gıdanın çok ama çok meşakkatli, nasırli ellerin emeği ile oluştuğunu asla unutmadan..

 

Buğdaydan dekara daha çok verim almak için ilacın kesinlikle kullanılması gerektigini, daha çok süt almak için daha çok kesif yem hormonları an yararlanılması gerektiğini bir tarafa bırakarak, toprağında en az insan kadar sağlıkla korunması, hayvanın daha çok süt için ekonomik ömrünün tamamlamadan ölmesine kadar bir dünya konunun önceliğimiz olmasi gerekmektedir.

 

Sağlıkla kalın, sağlığınız için de empati kurun. 


» YAZARIN DİĞER YAZILARI


BU YAZIYLA İLGİLİ YORUM YAZIN