ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Değişen ve günden güne gelişen olayların seyrine baktığımızda çözüm politikası için insan hakkında artık her zamankinden çok daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Çağın yozlaşmasına ve zorluklarına rağmen medeniyet kültürümüzü, ahlaki değerlerimizi, saygı ve sevgi erdemini nasıl temin edebilir diye arayış içinde olmamız lazım.
Politikaların merkezindeki beyefendiler öğrenin artık lütfen, gençlik elden gidiyor, bırakın siyaset atraksiyonlarını, kişisel gelişim seanslarını, coğrafyanın bilmem hangi dağını, tarihin bilmem hangi anlaşmasını, bitmeyen havuz problemlerini…
Uyuşturucu ve zararlı maddelerin kullanımı günden güne artmaktadır. Fuhuş artık akşamları otobüs duraklarında ofis açmak adına yerleri kartvizit ile doldurmaktadır. Büyüğün küçüğü hor görmesi, küçüğün büyüğe başkaldırması, suç ve suç unsurlarının artması gibi anlamsız olaylar hız kazanmaktadır.
Ne yapmalı?
Muhalefeti ilginç yaramazlıktan, iktidarı muhalefetin hedef saptırmasından arındırarak hakiki memleket meselesine sevk edecek seviyeye eriştirmek lazım.
İnsafı, vicdanı, merhameti, yardımlaşma ve dayanışmayı iri ve diri tutan kişisel değil, sistemsel bir rol modelin oluşacağı sağlık ve sıhhati temin eden eğitim ve milli sivil toplum programları nasıl inşa edilir düşüncesi arayışı içinde olunmalıdır. Bunun için sosyoloji, antropoloji, pedagoji ve psikiyatri alanında kapsamlı bir devlet stratejisinin gerçekleşmesi lazım.
Bu ihtiyacı temin edip halkına sunan devlet için aya çıkmaya gerek yok, aydınlanan millet ayı ve yıldızları ülkesine sunacak aydın ve müreffeh bir seviyeye erişecektir.
Ülkemizin toplumsal olarak zihin kodlarına baktığımızda genel olarak meraklı, telaşlı, atık, hareketli, duyarlı, paylaşan, vicdan ve merhamet erdemlerini taşıyan bir millet ruhuna sahibiz.
Günümüz hayat sürecinde bu erdemlerin yara aldığını gördüğümüz de kim, nerde, neden, nasıl, niçin, ne zaman diyerek 5N1K ile arayışa girdiğimiz de bunun sosyolojik ve psikolojik analizine baktığımızda maddesel unsurların insan vücuduna entegre olması ile harekete geçen salgıların bağışıklık oranında bir zedelenme oluşturarak akıl ile ruh arasında kopukluklar meydana getirdiği tezi ortaya çıkmıştır.
Bunun kolay ve zahmetsiz ve şüphe çekmeden nasıl olabileceği hususuna yöneldiğimizde ancak ve ancak toplumun ortak kullanımı olan sıvı gıdalar ile olacağı görülmektedir. Nitekim bu da belediyelerin halk hizmeti aracılığı ile evlere servis edilen su ile olacağı öngörülmektedir.
Şiddet günden güne artıyor, insanların birbirine zulüm etmesi şöyle dursun hayvanlara işkence edecek kadar ruhsuz olan insanlar günden güne artarken onların zülüm ve agresif tavırlarını izleyip hiçbir şekilde müdahil olmayan toplum olgusu çoğalmaktadır.
Su en temel gıda olduğunu göz önünde bulundurarak büyük şehirler öncelikli olmakla birlikte ülke genelini kapsayan ve şirket bazında değil bizzat devlet himayesinde musluk sularının, içtiğimiz hazır suların, gökyüzünde sabaha karşı semada karmaşık ve çapraz uçuşlar yapan şüpheli uçakların takibi ve analizi yapılması lazımdır.
Su ve sıvı gıdalar içerisinden çıkan maddelerin kimyager, psikiyatri, Sosyolog, psikolog ve toplum bilimi gibi uzmanlar eşliğinde ekip halinde incelenerek anlamsız, karmaşık ve şiddete sevk eden bu şüpheli tavırlarımızın analizi oluşturup sorunların giderilmesi lazımdır. Bu maddeler arasında LSD, monosodyum glutamat, epinefrin, cırack vb. zihin karmaşası ve ruhsal dengesizliği tetikleyen zararlı maddeler var mı?