Cemil Meriç’i Rahmetle ve Hasretle Anıyoruz | BCA Times




  ÖNE ÇIKAN HABERLER

Cemil Meriç’i Rahmetle ve Hasretle Anıyoruz
Eklenme Tarihi: 13 Haziran 2018, Çarşamba 14:06 - Son Güncelleme: 13 Haziran 2018 Çarşamba, 14:06
Font1 Font2 Font3 Font4



Cemil Meriç’i Rahmetle ve Hasretle Anıyoruz
"Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbâle bağlayan bir köprü olmak" uğruna, ömrünü bu ülke'ye adamış değerli bir entelektüeli, cemil meriç'i, vefatının 31.yıldönümünde anıyoruz.

YaÅŸamı boyunca batıcılık, türkçülük, sosyalistlik, ümmetçilik ve doÄŸuculuk gibi merhalelerden geçerek nihayet; "izm"leri, idrake giydirilen deli gömlekleri olan tanımlayan düÅŸünce devi… "Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden baÅŸka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. yıldızlara tırmanan merdivenden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öÄŸrendiÄŸi ÅŸeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoÅŸ karnaval alayını yıldızlar, yüzbinlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor." diye yazabilmiÅŸ büyük insan.

En gerçekçi ve sert yazılarında bile gizli bir ÅŸiir, dahası büyük bir edebi lezzet ve özgün örnekler, eÄŸretilemeler bulunur. Dil devrimiyle, bir toplumun belleÄŸinin ve geçmiÅŸe dair yazınsal bağının tahrip edildiÄŸi gibi aykırı görüÅŸleri vardır. Ömrünün (özellikle son döneminde) batı karşıtıdır…

"sensiz giden trenler, ufuklarda kaybolan birer ümit 
nehir gibi akmıyor günler heraklit heraklit. 
zaman masal kuÅŸlarına benziyor 
abûs, kocaman, sâkit. 
ve geceleri 
alnında dolaşır biteviye 
kirli, soÄŸuk pençeleri. 
yıldızları söndürmüÅŸ fırtına, 
batan gemidesin; 
senden ne kalacak yarına! 
kıyılardan imdat isteyen sesin." dizelerini okuduktan sonra, üstada daha fazla ÅŸiir yazmadığı için hayranca bir sitem duymamak elde deÄŸildir.

Yapıtlarının bir nevi özeti ve kolajı niteliÄŸindeki Bu Ülke'yle baÅŸlamak en iyisidir. Bilgece ve ozanca anlatır düÅŸüncelerini… Hattâ yaÅŸadığı trajedileri. (örneÄŸin; ÅŸiiri, kıyıda köÅŸede kalmış romanları, tarihi çarpıtan ya da gizleyen metinleri okuyup yazarkenki yıllar yılı süren çileli yolculuÄŸunda bitap düÅŸen gözlerini kaybedince baÅŸlamıştır asıl macerası. "Ben görmedim paris'i.. paris evde yoktu.. Ben rüyada gördüm paris'i, gülümsedi ve kayboldu. Neden beni aramak için buralara kadar geldin diye sitem etti bakışları. Promete kafdağı'na zincirlenmiÅŸ, ben hastaneye zincirliydim. Paris'te hastaneye zincirli olmak. Hastaneye ve karanlığa. Reyhaniye'nin çamurlu sokaklarını, kerpiç kulübelerini ve maymun azmanı insanlarını, kötü yazılmış natüralist bir romanın esneten teferruatlarını okur gibi, yıllar yılı seyreden gözlerim, paris'te kapalıydılar."

Lamia hanım'a yazdığı, cyrano de bergerac'ın roxanne'e ya da kafka'nın milena'ya gönderdiklerini solda sıfır bırakacak kadar damar aÅŸk mektupları mutlaka okunasıdır…

 

Sağı ve solu aşağıdaki gibi tanımlayan yazar;

"Sol, geniÅŸ kalabalıkların refahını, ışığa kavuÅŸturulmasını, fizik ve moral kalkınmasını ister. Sabırsızdır, gençtir. Zafer uÄŸrunda birçok fedakarlıkları göze alır. Tecrübesizdir. Devrimin ve büyük reformların bütün haksızlıklara son vereceÄŸine inanır.

SaÄŸ, sayıya deÄŸil deÄŸere önem verir. Daha önce kazanılmış hakların devamını ister. Kalabalıkları yok sayar, vesayet bulundurulmalarına taraftardır. YerleÅŸmiÅŸ kuvvetlerle oynanmasına razı olmaz, karamsardır. Devrimlerin faydadan çok zarar getireceÄŸine inanırlar.

İnsan, bazı bahislerde sağdır, bazılarında sol. Bu itibarla bu kelimeleri aşmak lazım."


Bu haberlerde ilginizi çekebilir!