ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Olmaz efendim olmaz…
İnsanları fikirleriyle, karakterleriyle, davranışlarıyla, tutumuyla, bilgeliğiyle ve kalitesiyle değil de cebindeki cep telefonu markasıyla, elbisesinin şıklığıyla, bindiği araba modeliyle, evinin m2’siyle ve banka hesabıyla değerlendiriyorsak; bizden adam olmaz!
Futbola, magazine, dizilere, cümbüşe, çalgıya, tartışma ve kapışma yayınlarına verdiğimiz değeri, Bilime, kültüre, sanata, tarihe ve kitaplara vermiyorsak; bizden adam olmaz!
Adalet kişiden kişiye değişiyorsa, işler ehline değil de torpilliye veriliyorsa, eğitime ayrılan bütçe düşükse, Zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyorsa; bizden adam olmaz!
Kur’an’a göre değil de nefsimize göre yaşıyorsak, Terazimiz şaşmışsa, büyükler büyüklüğünü unutmuş küçükler büyükleri bilmez olmuşsa, Yaşlı insanlara merhamet ve saygı kalmamışsa; bizden adam olmaz!
Konuşmalar güzel fakat uygulamalar çirkinse, doğrular kabul edilip yanlışlar uygulanıyorsa, çıkarlara göre beyaza siyah, siyaha beyaz deniliyorsa, Yalakalık ve eyyamcılık normal karşılanıyorsa; bizden adam olmaz!
‘’Köşeyi dönersen dön! Nasıl döndüğün önemli değil’’ diyerek bir hayat ideali yaşanıyorsa, Büyük şirketler kanun ve yasaları kılıfına uydurarak milleti dolandırıyorsa, yargı makamı da gereğini yapmıyorsa, Bir dava açıldığı zaman yıllar boyu mahkemelerde devam ediyorsa; bizden adam olmaz!
Devlette ve Toplumda Şeffaflık yoksa, Liyakat yoksa, Tasarruf yoksa, Adalet yoksa, Nezaket yoksa, Merhamet yoksa, Hürriyet yoksa, Hamiyet yoksa, Meşveret yoksa, Fazilet ve Erdem yoksa; bizden adam olmaz!
Olmaz… Olamaz…
‘’Adam olmak’’ deyimi halk dilinde çok kullanılır. Adam deyince bazı insanlar haliyle cinsiyet olarak fikir yürütüyorlar. Ancak adamdan kasıt ‘’adem’’ yani insan olmasıdır. İnsan yaratılanların içinde eşref sahibi olan ve en mukaddes varlıktır. Hakikatte insan olmak, ilk yaratılan adem olmak yani adam olmaktır.
Hiç mi ümit yok?
Elbette Hayır!
Bir zamanlar medeniyetsiz dünyaya medeniyet bağışlamış bir milletin evlatları üzerlerindeki garabeti kaldırmak isterse bunu büyük bir maharet ile yapabileceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Dünyaya doğruluk nizamını uygulamış ve Asr-ı saadet numunelerini yaşatmış olan millet yeter ki doğrulmak istesin. Kesinlikle başarılı olacaktır. Ancak ilk başta hastanın hasta olduğunu kabul etmesi icap eder. Tedavi yöntemlerini uygulaması gerekir. Kendini yenilemesi ve büyük reformlar yapması gerekir. Doğruyu kabul etmesi ve yanlışta ısrar etmemesi gerekir.
Eğer yanlışta ısrar edilirse, bu devran böyle gitmez. Şu an birçok ‘’beyin’’ diye tabir ettiğimiz başarılı insanlarımız göç etmeye başladılar. Bu memleketin yaşanılamaz bir hale geldiğini savunuyorlar ve haklılar…
Milletçe özeleştirimizi yapmalıyız.
Vakit geç olmadan…