ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Ä°ngiliz Daily Telegraph gazetesinde yer alan araÅŸtırma, yaÅŸam koÅŸullarının hem erkekler hem de kadınlar için oldukça sert olduÄŸu kıtlık, salgın gibi kriz dönemlerinde, kadınların çok daha uzun yaÅŸadığını gösterdi.
Güney Danimarka Üniversitesi'nin araÅŸtırmasında, bu zorlu dönemlerde kayıtlara geçen kadın ve erkek ölüm oranları karşılaÅŸtırıldı.
ÖrneÄŸin, Ä°rlanda'da 1845 ve 1849 yılları arasında yaÅŸanan patates kıtlığı sırasında, iki cinsiyet grubu için de 38 yaÅŸ olan beklenen yaÅŸam süresi, kriz tırmandığında erkeklerde 18,17'ye, kadınlarda ise 22,4'e düÅŸtü.
Ä°sveç'te 1772-1773 yılları arasında ve Ukrayna'da 1933 yılında milyonlarca kiÅŸinin ölümüne neden olan kıtlık felaketleri sırasında da, benzer bir durum görüldü.
19'uncu yüzyılda Ä°zlanda'da görülen kızamık salgınlarında da, kadınlar erkeklere göre iki yıl daha uzun yaÅŸadı.
Bilim dergisi PNAS'ye konuÅŸan araÅŸtırma ekibinden Epidemiyoloji Profesörü Virginia Zarulli, ölüm oranlarının çok yüksek olduÄŸu bu dönemlerde özellikle bebek ölümlerinde farklılık gözlemlediklerini söyledi ve ekledi:
"Salgın ve kıtlık dönemlerinde yeni doÄŸan kız bebeklerin yeni doÄŸan erkek bebeklere oranla hayatta kalmaya daha meyilli olması, çok çarpıcı."
AraÅŸtırmada istisna olan tek tarihi vaka, Trinidad'da yaÅŸanan köle ticareti. Hayatta kalan erkeklerin sayısı bu dönemde kadınlara göre daha uzun yaÅŸadı.
AraÅŸtırmacılar bunu erkek kölelerin kadın olanlara göre daha deÄŸerli olduÄŸunu düÅŸünen köle tacirlerinin, hayatta kalmaları için erkekleri hayatta tutmaya daha çok çabalamasıyla açıklıyor.
Peki kadınların erkeklere göre daha "güçlü" olmasının nedenleri neler?
Aynı araÅŸtırmada, biyolojik olarak kadınların erkeklere göre daha 'dayanıklı' olduÄŸuna dikkat çekiliyor.
En önemli etkenlerden biri, hormonlar.
Kadınlarda görülen östrojen hormonunun antienflamatuvar (bir maddenin iltihap azaltıcı niteliÄŸi) özelliÄŸinin olması sayesinde vücuttaki damar yolu sistemini koruduÄŸu biliniyor.
Erkeklerin salgıladığı testosteron hormonu ise birçok ölümcül hastalık için risk teÅŸkil ederken, bir yandan da bağışıklık sistemine zarar verebiliyor.
Bristol Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Max Headley de, deri altı yağı oranının daha fazla olduÄŸu kadınların metabolizma hızlarınınsa daha yavaÅŸ olduÄŸunu vurguluyor.
Evrim teorisyenleri ise, kadınların doÄŸum yapabilmek için en az dokuz ay hayatta kalma mücadelesi verirken bağışıklık sisteminin de güçlendirdiÄŸini söylüyor.
ErkeÄŸin üremedeki rolünün geçici olması nedeniyle, onlar için aynı ÅŸeyi söylemek zor.
Kadınlar iki X kromozomu taşırken erkeklerin sadece tek X kromozomuna sahip olması da, biri doÄŸru çalışmadığı takdirde yedek kromozomdan faydalanmalarını engelliyor.
Oxford Üniversitesi'nden Evrimsel Psikolog Robin Dunbar'a göre, sorunun yanıtı "erkeklerin daha hassas" olmasında gizli olabilir:
"Kadınlar erkeklere göre çok daha kararlı. Erkekler ise, iÅŸler zorlaÅŸtığında daha çabuk pes ediyor. Kadınlar yaÅŸamlarının son dönemlerinde bile hayata tutunmayı tercih ederken, erkeklerin vazgeçtiÄŸi görülüyor."
AraÅŸtırmanın bulguları, kültürel ve sosyal farklılıklar ile günlük yaÅŸamdaki alışkanlıklarla da açıklanıyor.
Daha çok sigara ve alkol tüketmeleri ve daha dikkatsiz araba kullanmaları gibi nedenlerle, erkeklerde kalp rahatsızlıkları, akciÄŸer kanseri, siroz ve kaza sonrası ölümler daha çok görülebiliyor.
Öte yandan araÅŸtırmacılar bu gibi davranışların cinsiyet farklılığını açıklamaya yetmediÄŸi, biyolojik faktörlerin çok daha baskın olduÄŸu görüÅŸünde.