ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Necmimiz sönmesin gördüğü an Mecnun Leyla' yı, yanmasın bedeni Şirin için Ferhat'ın
Gözyaşlarım söndürsün ah-ı figanı, en sevgiliye kavuştuğu zaman kalbim gözyaşlarıyla
Yıkasın zemzem ile aşkı dilrüba bakışlar, bir cennet bahçesi olsun ruz-i mahşerde
Çölü cennetlere tebdil etsin Züleyha' nın derdi, zindanda Yusuf'u gördüğünde mest olsun
Akan gözyaşlarım yağmura karışıp sonsuzluğa uğurlandığında dualarım ona dost olsun
Beni hatırlasın ve hiç unutmasın, zaman ve mekânın emanetçisi kuyuya düştüğünde
O vakit yılmasın, yıkılmasın, bıkmasın, usanmasın, merhamet beklesin sonsuzluk sahibinden
Dost bildiği düşmanın eliyle sırtından hançerlenip bir ah çekip bitap düştüğümde
Sarsılsa da güçlü kaleler, dirensin yıkılmasın, bırakın Allah aşkına, şems-i sönmesin ağlasın
Bir seraba bürünsün ve dolansın gözyaşlarım beni Leyla için Mecnun'a çevirdiğinde
Sahib-i âlem şahittir buna, ihanete müptela olan ne mazi gördü ne istikbal görecek
Devr-i âlem sürdükçe kıyamete kadar, masumiyet için akan gözyaşlarım dinmeyecek
Hey hat!
Nedir bu âlem, gönül gözüyle baktığında ne izahı mümkün ne aslı gerçek
Sukut ettiğim bir anda beklerim, ansızın gözyaşlarım beni aslıma çevirecek
Çöllere düşmüş yorgun bir yolcu misali, huzura hasret çekip Veysel olsam
Sessizliğe bürünüp kimsesizlik diyarında âlem-i nevmide dinleyip mest olsam
Çığlıklarımı duymasın anlamsız karanlık, canıma tak ettiğinde kıbleye koşsam
Özlemi bir tufan gibi sarsa beni, titrek bakışlarda sel olsa gözyaşlarım, ona aksam
Pusulası Kâbe olan bir yolda kokusuna hasret bilmediğim bir âlemde onu arasam
Kanatlanıp uçsam yükseklerden Hira mağarasına varan beyaz bir güvercin olsam
Yorulsa bedenim takatsiz bitap düşsem de, diyar diyar hasretinden onu arasam
Beni gözyaşlarımla kabul etse, çamurdan mürekkebim mürşidim olduğu zaman
Yalvarsam, feryad-u figanlar ah'lara karışsa, durmadan sonsuzluğa medet etsem
Kanat çırpsam beyaz bir bez içinde eteğim kefen olsa, derdimi gözyaşlarımla anlatsam
Beklese beni sözüm bitene kadar, Davudi bir seda eşlik etse sukut ile ağlayışlarıma
Oturup deliksiz dinlesem sonsuzluğu, semaha dalıp kaybolsam sonsuzluk âleminde
Kovalamasın birbirini ay ve güneş, akşam sefasın da sohbet-i canana müptela olsak
Dinlesek bir füsun gibi yıldızların hikâyesini âlemde şükrederek gönülden huzura dalsak
Gözyaşlarımız misk-i amber olsa ve uyusak uyanınca adeviye ile sohbete dalsak
Yürürken yalın ayak bulutlarda, bekleyenim var derken ufuklarda, Tuba ağacında onu görsem
Safa ile Merve arasında yol alırken dalıp serapa aşkına hasret kaldığım en sevgiliyi dinlesem
Murat ettiğim dileğe küstüğüm an zaman dursa, hasretle alevlenen gözyaşlarım beni bulsa
Kurumaya yüz tutmuş sevde yeşerip ab-ı hayatı yudumlarken, bırakın sonsuzluk uyanmasın