ÖNE ÇIKAN HABERLER |
Cumhuriyet için, Mustafa Kemal Atatürk'ün 9. senfonisi, Guernicası, Mona lisası, veya Hamletidir desek abartı olmaz. Kendisinin daha basit deyimiyle ise iki büyük eserinden ilkidir. Dilerseniz cumhuriyetin başka anlamlarına da göz atalım.
Türk dil kurumu'na göre Cumhuriyet, "Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir." Buna benzer biçimde, jean jacques rousseau'ya göre ise, hükümetin egemen varlığın vekili olduğu, genel istemin yönettiği her çeşit yasal hükümettir. tabii bu aristokrasi, demokrasi, monarşi gibi biçimleri de kapsayan bir açıklama oluyor. Bir adım daha ileri gidersek, cumhur sözcüğünün anlamının halk olduğunu öğreniyoruz. Bu durumda Vedat Günyol'un yorumuna göre cumhuriyet, halkın kral olduğu devlettir.
Bana göreyse Cumhuriyetin birçok anlamı vardır. Politik bağlamlarını bir kenara atarsak, Türkiye'deki haliyle cumhuriyet bence kadındır, hukuktur, adalettir, eşitliktir, eğitimdir, sanattır, kalkınmadır, mutluluktur, özgürlüktür, kedi mırlamasıdır, çiçektir, böcektir. Ciddiyim. Cumhuriyet anlayışında hayvanlar bizlere hizmet etmesi için yaratılan değil; ihtiyaçları olduğunda yardımcı olmamız gereken, kimi türlerinin bizlerle yaşamaktan keyif aldığı, karşılıklı dost olduğumuz, doğadan birer parçalardır. Köpek tekmelemek değil, üşüyen köpeğin üstünü örtmektir cumhuriyet. Çiçek böceğe değinmeye gerek olduğunu bile zannetmiyorum. Yalova'da bir köşkün sırf bir ağaca zarar gelmemesi için yerinden kaydırılması, bir devlet adamının kesilen bir iğde ağacı için ağlaması, cumhuriyetin getirileridir.
Cumhuriyet, cehaleti bir numaralı düşmanı olarak belledi. Memleketin en ücra köşelerindeki karanlığı aydınlatmayı hedefledi. Şehirlerde halkevleri kurarak okuma-yazmayı, sporu, müziği, tiyatroyu, dayanışmayı, birlikteliği öğretti. Köylere enstitüler yoluyla bilim, ziraat, müzik götürdü. Daha ücra köşelerde ise Hüseyin Köycü gibi insanlar cumhuriyete özenerek kendi çabalarıyla okul kurup eğitime katkıda bulunmaya çalıştılar. Gençlik ve kuvvetsizlik bu kurumların sürekliliğini sağlayamamış olsa da, günümüzde hala eğitim, aydınlık cumhuriyet sayesinde varlığını sürdürüyor.
Cumhuriyet bize hukuku getirdi. İnsanların kafasına göre karar vermesini, zorbalık kullanarak haklının güçlü anlamına gelmesini önlemeyi hedefleyen bir sistem getirdi. Kimsenin ırkı, dili, dini, üst makamlarda tanıdıkları, sahip olduğu maddi güç ve/veya başka sebeplerle kayrılmayacağı, herkesin eşit olduğu, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem amaçladı. Arap saçına döndüğü için insanların başvurmadığı, başvurursa davaların çözülmesinin uzun süreler aldığı, bu durumun ise kargaşaya yol açtığını görmüştü. Bu yüzden hukuk sisteminde bireylerin mutluluğunu ve huzurunu gözetmiş, anayasaya "toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti" olduğu niteliğini eklemiştir.
Bu topraklara coşku getirdi cumhuriyet. Doğuşu 101 pare top atışıyla kutlandı. Kral Theoden gibi kara büyü etkisindeki halka gandalf etkisi yaptı, zehri çıkardı. Halk cıvıldamaya ve arı gibi çalışmaya başladı. Dört bir yanı demir ağlarla ördü. Sene olmuş 2017, bir tren veya ray gördüğümde aklıma Cumhuriyet geliyor…
Cumhuriyetin temel kazanımları fikir özgürlüğü, bireysel özgürlük, müzik, tiyatro, sinema, heykelcilik, resim, her türlü sanattır. Coşkudur. Eğitimdir. Hak, hukuktur. Aydınlıktır. Kardeşliktir, barıştır. Bizi biz yapan, bizi mutlu kılacak olan değerler bunlardır.
Hepimizin 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlu olsun.